Parapsikolojinin alanına giren konular ortaya çıkış biçimlerine göre iki gruba ayrılmaktadır. Bunlardan ilkine Zihinsel Deneyimler ismi verilmiştir. Parapsikoloji araştırmalarında zihinsel ya da öznel olarak ortaya çıkan fenomenleri kapsar. Dolayısıyla ESP (DDA), parapsikolojinin iki temel araştırma alanından birini oluşturmaktadır.
Burada süjenin, yani deneğin dış dünyadan aracısız bilgi alması olayı ile karşılaşırız. DDA: durugörü (uzaktan görme), telepati (düşünce nakli, uzaduyum), prekognisyon (önceden bilme), psikometri (ruhsal ölçüm), şifacılık, beden dışı deneyimler (astral projeksiyon), dermooptik algılama, radyestezi ve benzeri fenomenler gibi beş duyunun ötesindeki her türlü algılamaları belirtmek üzere kullanılan bir terimdir.
Altıncı duyu olarak ifade edilebilecek terim ilk kez 1870de Sir Richard Burton tarafından kullanılmışsa da, 1930larda parapsikolog J. B. Rhine tarafından popülerleştirilmiştir. Kimi parapsikologlar duyu - dışı algılama fenomenini adlandırmak üzere ESP ile eş anlamda, kriptestezi, paragnostik gibi terimler ortaya atmışlarsa da, en çok benimsenen terim ESP (DDA) olmuştur.
Maddeci bir açıdan incelenen bu olayların ruhsal (psişik) olmayıp duyumsal olduğunu, insan beyninin ve irade gücünün bir fonksiyonu olduğunu ifade etmek için, duyular dışı idrak denmiştir. Olaylar inkar edilmiyor, fakat sebep psişik bir güç olarak da kabul edilmiyordu. Daha sonra psi kuvveti diye bir kuvvet kabul edilmiştir. Bu kuvvet de gene insanın kendisiyle sınırlıdır. Bedensiz varlıkların, bedenden hariç bir ruhun, varlığın gerçekliği üzerinde durulmamaktadır.
Neo - spiritüalist görüş telepati, durugörü, gizligörü vb. ESP fenomenlerini ruhun faaliyeti sonucunda bedenden çıkan, perispriye sinirsel akışkanla bağlı olan, esiri ortamda dalgalar halinde yayılarak elektromanyetik bir alan oluşturan ve bu alanla ilgi kuran her türlü ince vibrasyonları perispriye aktarabilen radyasyonlarla açıklar.
Burada süjenin, yani deneğin dış dünyadan aracısız bilgi alması olayı ile karşılaşırız. DDA: durugörü (uzaktan görme), telepati (düşünce nakli, uzaduyum), prekognisyon (önceden bilme), psikometri (ruhsal ölçüm), şifacılık, beden dışı deneyimler (astral projeksiyon), dermooptik algılama, radyestezi ve benzeri fenomenler gibi beş duyunun ötesindeki her türlü algılamaları belirtmek üzere kullanılan bir terimdir.
Altıncı duyu olarak ifade edilebilecek terim ilk kez 1870de Sir Richard Burton tarafından kullanılmışsa da, 1930larda parapsikolog J. B. Rhine tarafından popülerleştirilmiştir. Kimi parapsikologlar duyu - dışı algılama fenomenini adlandırmak üzere ESP ile eş anlamda, kriptestezi, paragnostik gibi terimler ortaya atmışlarsa da, en çok benimsenen terim ESP (DDA) olmuştur.
Maddeci bir açıdan incelenen bu olayların ruhsal (psişik) olmayıp duyumsal olduğunu, insan beyninin ve irade gücünün bir fonksiyonu olduğunu ifade etmek için, duyular dışı idrak denmiştir. Olaylar inkar edilmiyor, fakat sebep psişik bir güç olarak da kabul edilmiyordu. Daha sonra psi kuvveti diye bir kuvvet kabul edilmiştir. Bu kuvvet de gene insanın kendisiyle sınırlıdır. Bedensiz varlıkların, bedenden hariç bir ruhun, varlığın gerçekliği üzerinde durulmamaktadır.
Neo - spiritüalist görüş telepati, durugörü, gizligörü vb. ESP fenomenlerini ruhun faaliyeti sonucunda bedenden çıkan, perispriye sinirsel akışkanla bağlı olan, esiri ortamda dalgalar halinde yayılarak elektromanyetik bir alan oluşturan ve bu alanla ilgi kuran her türlü ince vibrasyonları perispriye aktarabilen radyasyonlarla açıklar.