Biat işinde iki taraf vardır. Biri Allah Teala, diğeri ise aciz olan kuldur. Allah Teala, bu işte kendisi adına yeryüzünde halifesi olarak Resülullah-ı (s.a.v) görevlendirmiştir. Bu görevde kendisine büyük bir yetki vermiş; Hz. Peygamberin elini Allah-ın eli olarak tavsif edilmiştir. Bu durum ayette şöyle ifade edilir;
'' Sana biat edenler, ancak Allaha biat etmiş olurlar. Allahın eli, onların elinin üzerindedir. (Ancak burada Allahın eli ifadesinden kudret, destek, yetki ve temsil anlaşılmalıdır.) ''
Biatın anlamı şudur: Allah yoluna giren bir müridin, mürşidine sadık ve bağlı kalacağına, Allah için Allah yolunda kendisine kayıtsız şartsız teslim olacağına, haramlardan uzaklaşacağına, helal ve hayırlara sarılacağına, günahlardan tövbe edeceğine ve bir daha yapmayacağına dair söz vermesi, buna Allahı ve Resülü ile mürşidini şahit tutması demektir.
Resülullah Efendimiz (s.a.v), İslama girmiş olmalarının yanı sıra Ashab-ı Kiram (r.anhüm) ile değişik zaman ve mekânlarda, pek çok önemli konularda biat yapmıştır. Biat hicretten önce 1. Akabe denilen yerde yapılmıştır. Bir hac mevsiminde Medineden gelen on iki Müslüman, bir gece Resülullah (s.a.v) ile Akabe denilen yerde buluştular. Resülullah Efendimize (s.a.v), darlıkta ve varlıkta, neşeli ve sıkıntılı zamanlarında onun emrini dinleyip boyun eğeceklerine, her nerede olursa olsun hiçbir kınayanın kınamasından asla çekinmeyeceklerine ve bu hususta gerçeği söyleyeceklerine dair biat ettiler.
Bu yüzden biat, Peygamberimiz ve ashabının uygulaması olup bütün müminlere örnektir. Daha sonraki sene 2. Akabe biatı yapıldı. Ayrıca Hudeybiyede '' Rıdvan'' biatı ve Mekkenin fethinde genel anlamda bir biat yapılmıştır. Bunlardan başka özel zamanlarda ve gerekli görüldüğü zamanlarda hususi biatlar yapılmıştır.
Hz. Peygamber (s.a.v) ile ashabı arasında gerçekleştirilen bu biatlar, daha sonraki devirlerde devlet idarecilerine ve tasavvuf imamları, mürşidi kâmil zatlara birer örnek ve delil olmuştur.
Tasavvuf Tarihi
Buhari