Quantcast
Channel: Havas Okulu
Viewing all 48429 articles
Browse latest View live

Dua-i Tercümân-i İsm-i A’zam ve Dua-i İsm-i A’zam

$
0
0
İsmi Âzam olan bu duayı okuyan dilek ve maksadına ulaşır.

Musa (a.s) denize girdiği zaman kavmi ona İsm-i Âzam’ı sordular.Musa (a.s) onlara şöyle buyurdu.

Âhiyyen yâ Hayyü Şerâhiyyen Yâ Kayyûm ” deyiniz.Bu mübarek İsm-i Âzam hürmetine Allah onları boğulmaktan kurtardı.

Bu ismi şerifleri okuyan dilek ve maksadına nail olur.

Manası: AHİYYEN ŞERAHİYYEN: (Süryanice) Hannân, Mennân, Rahmân ve Rahim olan. Çok çok nimet veren.

Hayyü: Hayat veren.

Kayyûm: Bütün eşya ancak O’nun varlığı ile kâim olur.Gökleri ve yeri bütün mahlukatı ayakta tutan.Kendisi de hayy(canlı,diri) ve kayyum(ayakta) olan.

İmam-ı Ali Efendimiz buyurdular.
“Bedir gününde düşmanla savaşır,bu esnada Resulü Ekrem’in yanına gider gelir,ne yapıyor diye ona bakardım.O hep başı secdede ” Yâ Hayyü Yâ Kayyûm” diye zikirde meşgul oluyordu.Allah bu savaşta bizi galip kıldı.”

Değerli üyelerimiz lütfen forumdaki konulara yorumlar yazınız,sorular sorunuz,konular açınız,Konulara mesajlar yazınız ve chat bölümündeki sohbetlere katılınız.Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım.


Kaynak: Arif Pamuk (esma-i hüsna havas ve şifaları)

İsm-i Azam ve Tercüman-ı İsmi Azam duaları

$
0
0
Allah’ın isimleriyle dua etmek şüphesiz çok sevaplıdır. Özellikle, bu iki duanın, ism-i azam hakikatine dair bir muhtevaya sahip olması duanın makbuliyetini kat kat arttırır.
Tercuman-ı ism-i azam duasında Allah’ın değişik isimleri şefaatçi kılınarak cehennem ateşinden Rahman’a sığınmak vardır. Bu duanın sabah ve ikindi namazlarından sonra okunması ayrı bir tevafuk özelliğine sahiptir. Çünkü, Kur’an’da yer alan “Allah, o adamı ötekilerin kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini de azabın en beteri kuşattı. Sabah-akşam, ateşe arz olunurlar. Kıyamet koptuğu gün de şöyle denir: "Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!" (Mümin, 40/45-46) mealindeki ayette kabir/berzah aleminde kâfirlerin sabah ve akşam ateşe atıldıklarına işaret edilmektedir. Onun için bir tercüma-ı İsm-i azam ile o vakitlerde dua edip ateşten Allah’a sığınmak inanan insanlar için çok önemli bir münacattır.

İsm-i azam duası da diğer namazlardan sonra okunmak suretiyle, ilgili isimler şefaatçi yapılarak Hz. Peygamber(a.s.m)’e özel dua olan salavat getirilmekte ve o alemlere rahmet olan efendimiz de ilahî rahmete kavuşmak için bir vesile yapılmaktadır.

İsm-i Azam, Allah’ın bütün esmâ-i hüsnasının mânâsını içinde toplayan ismi. En büyük isim Âzam, “en büyük, en ulu, en azim” demektir. Buna göre, ism-i âzam, “ilâhî isimler arasında bütün isimleri ihtiva eden en kapsamlı isim” demek olur. Hangi ismin ism-i âzam olduğu kesinlikle bilinmemektedir. Bu ismin gizli bırakılmasının hikmet, bütün isimlerin, ism-i âzam olabileceği ihtimaliyle zikredilmelerini teşviktir.

Ramazanda Kadir gecesinin, Cuma gününde duaların kabul saatinin... bu hikmet için gizli kaldığı gibi, İsm-i Azam da isimler içinde gizli kalmıştır.

Ayrıca her ismin de azamî bir mertebesi vardır ve evliyanın ism-i âzamı farklı görmeleri kendilerinin mazhar oldukları esmânın farklı oluşuyla izah edilir. Bu nedenle her ismin de âzamî bir mertebesi var ki, o mertebe ism-i âzam hükmüne geçiyor. Evliyaların ism-i âzamı ayrı ayrı bulması bu sırdandır. Bu açıdan İsm-i Âzam herkes için bir olmaz; belki ayrı ayrı oluyor. Meselâ, İmam-ı Ali (Radıyallahu Anh) hakkında Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs, altı isimdir. Ve İmam-ı Âzamın İsm-i Âzamı; Hakem, Adl, iki isimdir. Ve Gavs-ı Âzamın İsm-i Âzamı; yâ Hayydır. Ve İmam-ı Rabbânînin İsm-i Âzamı; Kayyûm ve hâkezâ, pek çok zatlar daha başka isimleri İsm-i Âzam görmüşlerdir. (Nursi, Lemallar, 30. Lema)

Diğer taraftan, her ismin tecellî yönünden “azamî bir mertebesinin” bulunduğunu bildirir. Örneğin, bir zerrenin yaratılışındaki Hâlık isminin tecellîsi ile bütün âlemin yaratılışındaki Hâlık isminin tecellîsi arasındaki fark, işte bu mertebe farkıdır ki, bunlardan ikincisi azamî mertebede bir tecellîyi ifade etmektedir)

Hazret-i Ali'nin (r.a.) Ercûza namında bir kasidesi Mecmuatü'l-Ahzab'da vardır. İsm-i Âzamı altı isimde zikrediyor. İmam-ı Gazâlî onu Cünnetü'l-Esmâ namındaki risalesinde, Hazret-i Ali'nin zikrettiği ve İsm-i Âzamın muhîti olan o esmâ-i sitteyi şerh ve hassalarını beyan etmiştir. O altı isim de Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs'tur."

İsmi Âzâm Duası:

Bismillâhirrahmânirrahiym.

Yâ Cemîlu Yâ Allâh
Yâ Karîbu Yâ Allâh
Yâ Mücîbu Yâ Allâh
Yâ Habîbu Yâ Allâh

Yâ Raûfu Yâ Allâh
Yâ Atûfu Yâ Allâh
Yâ Ma’rûfu Yâ Allâh
Yâ Latîfü Yâ Allâh

Yâ Azîmü Yâ Allâh
Yâ Hannânü Yâ Allâh
Yâ Mennânü Yâ Allâh
Yâ Deyyânü Yâ Allâh

Yâ Subhânü Yâ Allâh
Yâ Emânü Yâ Allâh
Yâ Bürhânü Yâ Allâh
Yâ Sultânü Yâ Allâh

Yâ Müste'ânü Yâ Allâh
Yâ Muhsinü Yâ Allâh
Yâ Mütealü Yâ Allâh
Yâ Rahmânü Yâ Allâh

Yâ Rahîmü Yâ Allâh
Yâ Kerîmü Yâ Allâh
Yâ Mecîdü Yâ Allâh
Yâ Ferdü Yâ Allâh

Yâ Vitru Yâ Allâh
Yâ Ehadü Yâ Allâh
Yâ Samedü Yâ Allâh
Yâ Mahmûdu Yâ Allâh

Yâ Sadıka'l-va’di Yâ Allâh
Yâ Aliyyü Yâ Allâh
Yâ Ganiyyü Yâ Allâh
Yâ Şâfî Yâ Allâh

Yâ Kâfî Yâ Allâh
Yâ Muâfî Yâ Allâh
Yâ Bâkî Yâ Allâh
Yâ Hâdî Yâ Allâh

Yâ Kâdiru Yâ Allâh
Yâ Sâtiru Yâ Allâh
Yâ Kahhâru Yâ Allâh
Yâ Cebbâru Yâ Allâh

Yâ Gaffâru Yâ Allâh
Yâ Fettâhu Yâ Allâh

(Eller açılır) Yâ rabbe's-semâvâti ve'l-ard, yâ zelcelâli ve'l-ikrâm. Es’elüke bi hakkı hâzihi'l-esmâi küllihâ en tüsâlliye alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, verham Muhammeden kemâ salleyte ve sellemte ve bârekte ve râhimte ve terahhamte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhime fil alemin. Rabbenâ inneke hamîdun mecid. Birâhmetike yâ erhâme'r-râhimin. Velhamdü lillâhi rabbi'l-âlemin denir.

Tercüme-i İsm-i Âzam Duâsından bir bölümün anlamı:

Ey eşsiz ve sonsuz güzellik sahibi Allah! Ey her şeye her şeydan daha yakın olan Allah! Ey duâ ve ihtiyaçlara cevap veren Allah!

Ey kullarının gerçek sevgilisi olan Allah! Ey sonsuz şefkat sahibi olan Allah! Ey merhameti nihayetsiz olan Allah!

Ey kâinat çapında varlığı tanınmış olan Allah! Ey yarattıklarına karşı lütufları çok olan Allah! Ey sonsuz büyüklük sahibi olan Allah!

Ey kullarına karşı pek çok acıyan Allah! Ey bütün varlıklara iyilikte bulunan Allah! Ey amellerin karşılığını en güzel şekilde veren Allah!

Ey her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah! Ey kullarına güven veren Allah! Ey her yerde varlığının belgelerini gösteren Allah!

Ey Kâinatın hükümranlığını elinde tutan Allah! Ey bütün yardımların kaynağı olan Allah! Ey kullarına ihsan ve ikramda bulunan Allah!

Ey yüceler yücesi olan Allah! Ey rahmeti her şeyi kuşatan Allah! Ey âhirette dostlarını sonsuz rahmetiyle kucaklayan Allah!

Ey lütuf ve keremi bol olan Allah! Ey şânı yüce olan Allah! Ey dengi, ortağı olmayan Allah!

Ey eşi, benzeri olmayan Allah! Ey birliği ayrılmaz vasfı olan Allah! Ey bütün varlıkların sığınağı olan ve hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah!

Ey her türlü övgüye en lâyık olan Allah! Ey sözünde en doğru olan Allah! Ey her şeyden üstün ve yüce olan Allah!

Ey tükenmez hazineler sahibi olan Allah! Ey hastalıklara şifa veren Allah! Ey her şeye bedel kullarına yeten Allah!

Ey kullarını musibetlerden kurtarıp âfiyet ihsan eden Allah! Ey varlığı ebedî olan Allah! Ey dilediklerini hidayete erdiren Allah!

Ey her şeye kâdir olan Allah! Ey kullarının pek çok kusurların örten Allah! Ey her şeye karşı dâima üstün olan Allah!

Ey dilediğini yapabilen ve kırık gönülleri onaran Allah! Ey bağışlaması bol olan Allah! Ey dilediğine dilediği kapıları açan Allah!

Ey göklerin ve yerin Rabbi, ey celâl ve ikram sahibi! Bütün bu isimlerin hakkı için, senden İbrâhim’e ve İbrâhim’in âline salât, selâm, bereket, rahmet ve pek çok şefkat ihsan ettiğin gibi, Efendimiz Muhammed’e ve Muhammed’in âline –âlemlerde- salât ve merhamet ihsan etmeni diliyorum. Rabbimiz! Şüphesiz sen övgüye en lâyık olan Hamîd ve şânı yüce olan Mecîd’sin. Bunu sonsuz rahmetinle yap, ey merhamet edenlerin en merhametlisi! Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.

Tercüme-i İsm-i Âzâm Duası

Bismillâhirrahmânirrahiym

Subhaneke ya Allâh
tealeyte yâ Rahmân
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Râhîm
tealeyte yâ Kerîm
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hamîd
tealeyte yâ Hakîm
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Mecid
tealeyte yâ Melik
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kuddüs
tealeyte yâ Selâm
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Mü’min
tealeyte yâ Müheymin
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Âziz
tealeyte yâ Cebbâr
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Mütekebbir
tealeyte yâ Hâlık
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Evvel
tealeyte yâ Âhir
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Zâhir
tealeyte yâ Bâtın
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Bâri
tealeyte yâ Musâvvir
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Tevvâb
tealeyte yâ Vehhâb
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Bâis
tealeyte yâ Vâris
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kâdim
tealeyte yâ Mukim
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Ferd
tealeyte yâ Vitr
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Nur
tealeyte yâ Settâr
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Celil
tealeyte yâ Cemil
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kâhir
tealeyte yâ Kâdir
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Melik
tealeyte yâ Muktedir
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Alim
tealeyte yâ Âllâm
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Aziym
tealeyte yâ Gâfur
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hâlim
tealeyte yâ Vedud
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Şehid
tealeyte yâ Şâhid
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kebir
tealeyte yâ Müteâl
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Nur
tealeyte yâ Lâtif
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Semi'
tealeyte yâ Kefil
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kârib
tealeyte yâ Bâsiyr
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hâkk
tealeyte yâ Mübin
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Râuf
tealeyte yâ Râhiym
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Tâhir
tealeyte yâ Müteâhhir
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Mücemmil
tealeyte yâ Mufâddil
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Müzhır
tealeyte yâ Mün’im
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Deyyân
tealeyte yâ Sultân
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hannân
tealeyte yâ Mennân
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Ehad
tealeyte yâ Samed
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hayy
tealeyte yâ Kayyum
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Adl
tealeyte yâ Hakem
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Ferd
tealeyte yâ Kuddûs
ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

(Eller açılır) Subhâneke âhiyyen şerâhiyyen tealeyte lâ ilâhe illâ ente ecirnâ ve ecir üstâdenâ ve vâlideynâ ve rufekâenâ ve âkribâenâ ve ahbâbene'l-mü’minîne'l-muhlisîyne mine'n-nâr ve min külli nâr (eller aşağıya çevrilir) vahfaznâ minşerri'n-nefsi ve'ş-şeytan ve min şerri'l-cinni ve'l-insân ve min şerri'l-bid’âti ve'd-dalâleti ve'l-ilhâdi ve't-tuğyân (eller yukârı çevrilir) bi âfvike yâ Mücir, bi fadlike yâ Gaffâr, bi rahmetike yâ erhame'r-râhimîn.

Allâhumme edhilne'l-cennete mea'l-ebrâr, bişefâati nebiyyike'l-muhtar. Amîn ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemin.
Tercüme-i İsm-i Âzâm Duasının anlamı

Bismillahirrahmanirrahim

1- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey binbir esma sahibi, mutlak ve gerçek mabûd olan Allah! Herşeyden üstün ve yücesin, ey bol rahmet eden, fark gözetmeden herkesi rızıklandıran Rahman! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

2- Sübhânsın. münezzehsin, Sana sığınırım ey hususi rahmet gösteren, sevgili kullarına mağfiret edip Cennet bahşeden Rahim! Her şeyden üstün ve yücesin, ey bol kerem sahibi, umulmadık yerden ihsan eden Kerîm! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

3- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey her övgüye lâyık olan, ancak kendisine hamd ve sena olunan, bütün varlıkların hâl ve kal dilleriyle övülen Hamîd! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her şeyi yerli yerine koyan hikmetle yapan, faydalı yaratan Hakîm! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman,

4- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey sonsuz izzet ve azamet ve nimet sahibi olan yücelerin yücesi Mecîd! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her şeyin sahibi, sultanı Melîk! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman .

5- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınınm ey maddî-manevi bütün çirkinliklerden, mutlak pak ve temiz olan, herşeyi en güzel şekilde temiz kılan Kuddüs! Her şeyden üstün ve yücesin, ey eksiklerden uzak ve her türlü kötülükten selâmet veren Selâm! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman .

6- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey emniyet ve emân veren, kalplere iman bahşeden Mü'min! Her şeyden üstün ve yücesin, ey herşeyin dizgini elinde olan, bütün mevcudatı çepeçevre kudret kabzasında tutan, gözeten, kollayıp koruyan, Müheymin! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

7- Sübhansın. münezzehsin, Sana sığınırım ey herkese galip gelen herbir mevcuda haddini bildiren sonsuz izzet sahibi Azîz! Her şeyden üstün ve yücesin, ey emir ve fermanına karşı konulamayan, dilediğini yaptırmaya muktedir olan, tamir ve ıslah eden Cebbâr! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman,

8- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey sonsuz derece büyüklük ve kibriya sahibi olan Mütekebbir! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her şeyi yoktan var eden yaratan Hâlık! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

9- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey herşeyden önce var olan, başlangıcı olmayan ezelî olan Evvel! Her şeyden üstün ve yücesin, ey herşeyden sonra bakî kalan sonu olmayan ebedî olan Âhir! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

10- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey varlığı, sıfatı, isimleri her şeyde aşikar ve apaçık olan Zâhir! Herşeyden üstün ve yücesin, ey isim, sıfat, ef'al ve eserleriyle herşeyin içyüzünü ihata eden Bâtın! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

11- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey eşyayı ve her şeyin âza ve cihazatını birbirine uygun, ve lâyık şekillerde yapan Bâri! Her şeyden üstün ve yücesin, ey herşeye, kendine ve çevresine münasip suret giydiren Musavvir! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

12- Sübhânsın. münezzehsin, Sana sığınırım ey tövbeleri sonsuz rahmetiyle kabul eden Tevvâb! Herşeyden üstün ve yücesin, ey çeşit çeşit hediyeleri, nimetleri karşılıksız bol bol ihsan edenVehhâb! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

13- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey kullarına elçiler gönderen, ölmüş cesetlere Haşir'de hayat bahşeden, Bâis! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her şeyin hakikî ilk ve son sahibi olan, mülk yalnız kendisine kalan Vâris! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

14- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey varlığının bidayeti ve sonu olmayan, bizatihi var olan hâdis olmayan Kadîm! Her şeyden üstün ve yücesin ey hiç bir sebebe dayanmayan herşeyi ayakla tutan fenaya uğramayan Mukîm! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman,

15- Sübhansın, münezzehsin, Sana sığınırım ey rububiyetinde, ulühiyetinde, isim ve sıfatlarında benzeri olmayan, tek ve bir olan ferd! Her şeyden üstün ve yücesin, ey zât, şuunat, isim ve sıfatında benzeri, dengi, eşi olmayan Vitr! Aflınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

16- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey misli, benzerî olmayan, yekta, mukaddes ezelî ve ebedî Nûr! Herşeyden üstün ve yücesin, ey kötülükleri çirkinlikleri rahmetiyle örten, gizleyen Settâr! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

17- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey sonsuz derece celalli ve yüce olan haşmet sahibi CelîI! Herşeyden üstün ve yücesin, ey nihayetsiz, gerçek güzellik sahibi olan Cemîl! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

18- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey her şeye ve kuvvete galip gelen, hunharları dize getiren, hiç kimse tedbir ve takdirini geri çeviremeyen Kâhir! Her şeyden üstün ve yücesin, ey irade ettiği herşeye gücü ve kuvveti acze düşmeden eksilmeden kâfi gelen Kâdir! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

19- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey herşeyin gerçek sahibi, bütün mevcudatın mutlak maliki, hükümdarı olan Melik! Her şeyden üstün ve yücesin, ey kuvvet ve kudret sahiplerini istediği gibi yönlendiren, bütün mevcudatı kudreti altında tutan Muktedir! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

20- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey herşeyi bihakkın bilen, hiçbir şey ondan gizlenemeyen Alîm! Her şeyden üstün ve yücesin, ey sonsuz ilim sahibi olan Allâm! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman,

21- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey sonsuz azamet, ve nihayetsiz ihatalı esma sahibi olan Azım! Herşeyden üstün ve yücesin, ey çok mağfiret eden, kullarını bağışlamayı seven Gafûr! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

22- Sübhânsın. münezzehsin, Sana sığınırım ey en güzel muamele eden, fırsat tanıyan hemen cezalandırmayan Halîm! Her şeyden üstün ve yücesin, ey çok seven ve sevdiren, sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya en çok lâyık olan Vedûdl Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

23- sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey mülkünde olup biten her şeyi gören, her yerde hâzır ve nazır olan Şehîd! Her şeyden üstün ve yücesin, ey bütün mevcudat birden gören, her yerde hâzır, herşeye nazır olan Şâhid! affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman,

24- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey mümkün ve mutasavver bütün büyüklerden daha büyük olan Kebîr! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her batıl düşünceden pak muallâ ve yüce olan Müteâl! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman,

25- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey misli, benzeri olmayan, yekta, mukaddes ezeli ve ebedi Nûr! Herşeyden üstün ve yücesin, ey lütufla davranan, gizli inceliği bilen, herşeyde nazik cemal-i san'âtı görünen Latîf! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman .

26- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey bütün ses ve sadaları en iyi işiten Semi'! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her şeyi yoluna koymakta kendisine en fazla güvenilen Kefîl! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman .

27- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey herşeye nihayet derece yakın olan, hiç birşey tasarrufuna, rububiyyetine engel olamayan Karîb! Her şeyden üstün ve yücesin, ey herşeyin her zaman iç ve dışını ve gerçek hakikatini bütün incelikleriyle en İyi surette gören Basîr! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

28- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey varlığı, birliği isim ve sıfatları her şeyden daha hak ve gerçek olan Hak! Her şeyden üstün ve yücesin, ey mahlukatına gerekli her şeyi açıklayan, maddî-mânevi ayetleriyle varlığı birliği tam zahir olan Mübîn! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman

29- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey çok esirgeyen, re'fet ve hususî şefkatini gösteren Raûf! Herseyden üstün ve yücesin, ey hususî rahmet gösteren, sevgili kullarına mağfiret edip Cennet bahşeden Rahîm! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman .

30- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey sonsuz derece pak ve temiz olan mutlak Tâhir! Her şeyden üstün ve yücesin, ey dilediği herşeyi maddî ve manevî kirlerden pak ve temiz kılan, mutlak Mutahhir! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

31- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey maddi manevî herşeyi dilediği ölçüde güzelleştiren Mucemmil! Her şeyden üstün ve yücesin, ey dilediğini üstün kılan Mufaddıl! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

32- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey hak ve hakikati ve dilediği herşeyi açığa çıkaran Muzhir! Herşeyden üstün ve yücesin, ey mahlukatına, hesaba gelmez çeşit çeşit her taifeye münasip lezzetli şirin nimetler veren Mün'im! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman,

33- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey amellere en lâyık karşılık veren, zayi etmeyen Deyyân! Herşeyden üstün ve yücesin, ey gerçek saltanat ve hüküm sahibi Sultân! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

34- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey çok rahmet eden, en latif rahmetini gösteren Hannân! Herşeyden üstün ve yücesin, ey çok ihsan eden, hakikî iyilik sahibi olan Mennân! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

35- Sübhansın, münezzehsin, Sana sığınırım ey taklit edilmez, misli yapılamaz herbir sanat ve eserinde birliği görünen Ehad! Her şeyden üstün ve yücesin, ey herşeyin, her mahlukun her ihtiyacını yeren, hiç bir şeye muhtaç olmayan Samed! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman,

36- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey mutlak, zatî, ezelî ye ebedî hayat sahibi dan Hayy! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her şey kendisine istinat edip dayanarak kaim olan, vücudu hiçbir şeye dayanmayan Kayyûm! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

37- Sübhânsın. münezzehsin, Sana sığınırım ey mutlak adalet sahibi Adl! Her şeyden üstün ve yücesin, ey hüküm ve kaza sahibi Hakem! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman.

38- Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey rububiyettinde, ulûhiyetinde, isim ve sıfatlarında benzeri olmayan, tek ve bir olan Ferd! Her şeyden üstün ve yücesin, ey bütün maddî-mânevî çirkinliklerden, mutlak pak ve temiz olan. herşeyi en güzel şekilde temiz kılan Kuddûs! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman .

39- Sen Sübhânsın bütün kusur ve noksanlıktan uzak ve paksın, Sübhaniyyetine sığınıyorum, ey çok merhamet eden, latif rahmetini gösteren Hannân ve en çok ihsan eden, hakikî iyilik ve nimet sahibi olan Mennân! Senden başka ilâh yoktur. Sen her şeyden yüce ve muallâsın. Bizi, Üstadımızı, anne babamızı, arkadaşlarımızı, akrabalarımızı, hâlis dostlarıınızı cehennem ateşinden, diğer bütün ateşlerden kurtar. Bizleri nefis ve şeytanın şerrinden, cin ve insanın şerrinden, bid'aların, dalaletin, şirkin ve azgınlığın şerrinden muhafaza eyle. Affının hürmetine azaptan koruyan ey Mücîr! fazlının bereketine çok bağışlayan ey Gaffâr! Rahmetinin hatırına, ey merhametlilerin merhametlisi Erhamerrâhimin!.
Allah'ım! seçkin peygamberinin şefaatiyle, iyilerle beraber, bizleri Cennet'e idhal eyle! Dualarımızı kabul buyur.
Hamd olsun Âlemlerin Rabbi Allah'a ki, hamd ancak kendisine mahsustur.
--------------------------------------
Değerli üyelerimiz lütfen forumdaki konulara yorumlar yazınız,sorular sorunuz,konular açınız,Konulara mesajlar yazınız ve chat bölümündeki sohbetlere katılınız.Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım.

Sırrul Rûhâniyet Keşfü'l Gayb Duası

$
0
0
Arifin Mevlana Şeyh Aynel Yakîn ve İmam Babus Selam tarafından
uygulama Her sabah güneş doğduktan ve yatsı namazından sonra 3 veya 7 gün 313 defa okunur.
günlük farz namazından sonra okunur.
doğaüstü güç,altıncı his ve büyüyü anlamak ruhani varlıklarla iletişim kurmak mümkün.

Bismillahirrahmanirrahim Ya Allah Ya Hayyu Ya Kayyum Eksif li'an Külli Sırrı Mektûm Ya Allah Ya Bariu Ya Fettah iftah aleyna sırrul gaybi La ilahe illa entel muti.

Değerli üyelerimiz lütfen forumdaki konulara yorumlar yazınız,sorular sorunuz,konular açınız,Konulara mesajlar yazınız ve chat bölümündeki sohbetlere katılınız.Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım.

Mide yanması

$
0
0
Mide yanmasi sorunum vardi ilac falan gecici fayda etmisti reflü ilaclari neyse bir teyzemin tavsiyesiyle kepek bugday kepegini yogurtla hamur haline getiriyodum tabi tadı acı oluyordu icine recek pekmez falan katiyodum bir avuc top olacak kadar bir haftaya tüm sikatetlerim gecti uzun surede tekrarlmadı arada yine olur bir kac gun kullanilirim sadece refluyu onlemiyor istahi kapatiyor mideyi cok rahatlatiyor diyet yapanlarada tavsiye ederim tok tutuyor

Zikri Engelleyen Haller

$
0
0
Zikir ve Engelleyicileri

Bugünlerde cinlerin ve iblislerin yapmaya çalıştığı şeyi, insanlarımızın ehli sünnet adına yaptıklarını sanmalarına üzüldüğüm için bu konuyu açmaktayım.

Zikir bir arınma yöntemi olarak ele alınmalıdır. Keyfin olan nefsi hallerinden zikir aracılığıyla bir nebze uzaklaşarak arınmaya çalışırken; bir taraftan da her zikrin kendine ait “nur” denilen enerji yoğunluğunu da kendi üzerinde açması sebebiyle sen zikir ederken aslında üzerinde beliren nur ile zaten arınma sürecindesin... Zikir yöntemiyle arınma sürecinde Sen Hakk’ın nuruyla bir taraftan arınırken bir taraftan da her nurun içerisin de Ledün ilmi ile beraber velayet mertebelerinde seyretmeye başlarsın. Bu yolda zikir, seni şuursal bir hal olarak ulvi âlemlere yükselten bir araç olmaktadır.
Bu yolda zikir nefsi hallerini terbiye etmekten daha çok Cenabı Hakk’ın nuruyla nurlanmak amacıyla yapılır. Yani zikirden niyetimiz Hakk’ın nuruyla nurlanmaktır. Zaten Hakk’ın nuruyla nurlanırken nefis terbiyeni de zikrin kendisiyle beraber bir nebze yapmış olursun. Ve ehli zikir, zikir sürecinde;
A) Zikirle beraber üzerinde nur tecelli etmesi, yani nura ve ruha varma aşamasında,
B) Üzerinde nur’un tecelli etmesiyle beraber, ruha ulaşım olarak, nur’un üzerinde esmayı hassına göre etkileşimlerinde açığa çıkardığı ilim ve hallerle varlık buluşu ve üzerinde dışlaşmış nur’un ve nur’un etkileşimlerinin, varlığında kalıcı olması aşamasında
C) Nur’un zikir üzerindeki etkileşimleri sonucunda açığa çıkan ilim ve hal gözlemleri üzerinden, senin âlemlerde hüküm düzeyinde etkileşimlerde etki etmesi aşamalarından geçmen gerekir.
Bu üç aşamanın kendiside zikir üzerinden ( zikir aracılığı ile ) velayet bulma aşamalarıdır.
Hakk’ın nuruyla nurlanmak adına ve nurlanırken yolcunun velayet mertebelerine ulaşması için Cenabı Hak’ tan yana bu yola nasip olan zikir hafi zikir(gizli zikir) olmuştur. Lakin ayet ve sure okuma zikirlerinde kendisinin duyabileceği kadar cehri (Açık zikir ) olarak da zikirlerde bulunulduğu olur.
İlahi huzuru getiren zikir esnasında, bizim zikir yapmamızı zorlaştıran birçok engel çıkabilir. Bunlar en genel olarak beş engeldir.
Bu engeller;
1) Bedensel Engellerimiz,
2) İradi ve düşünsel Engellerimiz,
3) Duygusal Engellerimiz,
4) Cin ve ifrit taifesinin Engellerimiz,
5) Bizzat şeytani olan Engellerimiz.
1) Bedensel Engellerimiz: Zikir yaparken vücudumuzun dayanamaması. Hem bedensel acı, hem de uyku halinin üzerimizde belirmesi.
2) İradi ve Düşünsel Engellerimiz: İnsan, varlığı itibariyle konuşan iradedir. Konuşan irade olarak insan, iradesiyle düşünmeden duramaz. Bu sebepten zikir esnasında bastırılan irademiz ve düşünce yetimiz, gizli zikir yaparken üzerimizde psikolojik hallerimize göre her an belirerek zikir yapmamıza engel olur.
3) Duygusal Engellerimiz: Kıskançlık, öfke, aşk vb. gibi duygular bizim irademiz doğrultusunda ve düşünce yetimizle her an beslediğimiz haller olarak gizli zikri yapmamıza engel olur.
Bu üç şıkta anlatılan engellerde bizim de; bedensel olarak rahat bir duruşta (oturarak, ayakta, gerekirse sırt üstü uzanarak) zikir etmeli, uyku hali bastırdığında bile zikre devam etmeliyiz. Çünkü zikrin devamlılığında uyku hali kalkar. Devamlı coşkun bir halde zikir etmeye olan bir heyecanla zikir etme haline kavuşuruz. İrademizde, düşüncemiz de ve duygusal engellerimiz de ise tamamen zikir etmemize engel olan bütün hallerden soyutlanmalıyız ve zikir esnasında kendimizde beliren her türlü hale aldırmadan zikre devam etmeliyiz.
4) Cin ve İfrit Taifesinin Engelleri: Şeytani olan cinler zikir edenlere musallat olabilirler. Zikirler bu sebep den dolayı mürşit ve rabıtayla yapılmalıdır.
Bu rabıta işlemini yapmak için:
Dizlerimizin üzerinde kıbleye karşı otururuz;
1 Defa Fatiha Suresi,
1 Defa Salâvat-ı Şerife
Okuduktan sonra gözlerimizi kapatır, Peygamberimizin manevi huzurlarında bulunduğumuzu ve onun mübarek alnından kalbimize ilahi nurun aktığını hissetmeye çalışırız. Rabıtaya böyle devam ettiğimiz sürece ilahi nurun devamlı olarak her gün biraz daha fazlalaştığını fark etmeye başlarız.
Bu konuda da açıklama yapmak isterim; Biliyorsun ki, İmam-ı Gazali, Muhyiddin-i Arabi, İmam-ı Şaranî gibi birçok âlimler bir mürşidin lazım geldiğini beyan ediyorlar. Onların zamanında bu işin ehli mürşitler vardı. Cenabı Peygamberimize kavuştururlardı. Şimdi ise bu işin ehli olmadığı için (çok az bulunduğu için) kendilerine vasıtasız gideni Cenabı Peygamberimiz( S.a.v) kabul ediyor.
Bu konuda H.476’da vefat eden, Risale-i Kuşeyriyye’nin müellifi, İmam Ebu’l-Kâsım Abdülkerim diyor ki; “Çadırlar muhakkak ki onların çadırlarına benziyor, halbuki kabilenin kadınlarının onların kadınları olmadığını görüyorum. Bu sofular taifesinin muhakkiklerinden çokları yok olup gitti. Zamanımızda o taifenin eserlerinden başkası kalmadı. Bu yolda bir duraklama baş gösterdi. Hayır, belki de yol gerçekten kayboldu. Kendilerine uyularak hidayete ulaştıracak şeyhler geçip gitti.”
Bilirsin, düşünmek akıllı olmanın gereğidir. İnsanın en başta gelen özelliği düşünmektir. Tefekkür, boş ve gelişi güzel bir düşünce değildir; gizli bir ilim yoludur. Tefekkür kalp aynasında varlıkların iç yüzünü görmektir. Bilinene bakıp gizli olanı fark etmektir. Delile bakarak hedefe varmaktır. Tefekkür sanata bakarak sanatkârı tanımaktır. Kalp gözüyle yüce yaratıcımızın varlıklarda gizlediği ilmini, kudretini, rahmetini ve hikmetini görüp O’na hayran olmaktır. Yani kısaca rabıta, Allah’ın yeryüzündeki şahidine bakarak Allah’ı tanımaktır. İşte tefekkürün özü de budur.
Manevi terbiye de bu rabıta şarttır. Sır ve fayda onda gizlidir. Dostluğun tadı ondadır. Allah için olan rabıta Allah’ın sevdiklerine olur. Bu sevgililerin başında Hz.Muhammed Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Efendimiz bulunur. Kalbe ilaç olan ve nefsin sıfatlarını değiştiren rabıta, ya bizzat Hz. Peygamberimiz (S.a.v)’e veya onun gerçek vârislerine yapılan rabıtadır. Hedef kula değil, Yüce Allah’a dostluktur.
Onun için yoldaşım, virdimizi tamamladıktan sonra direkt olarak Cenabı Peygamberimize rabıta yapılacaktır. Rabıtanın en azından yirmi dakikadan aşağı olmaması gerekiyor. Rabıtayı ne kadar çok yaparsak o kadar terakki ederiz. Rabıtanın bu yolda ehemmiyeti çok büyüktür.
Eğer kendimizde Cin ve İfrit Taifesinin Engellerinin etkileşimlerini hissedersek;
3 Defa Nâs suresi,
1 Defa Ayet’el Kürsü suresi,
1 Defa da Felâk suresi okumamız gerekir.
Zikirde çok ileri giden kimselere cin ve ifrit taifesi kolay, kolay musallat olamaz. Bu gibi durumlarda hiç korkmadan zikre devam etmeliyiz. Çünkü cin ve ifrit taifesi zikir haline dayanamıyorlar.
5) Bizzat Şeytandan Olan Engellerimiz: Bu engel zikirde çok ileri gittiğimiz de görünür. Şeytan(Azazil) zikir ile nurlanan İnsanoğluna musallat olurlar. Şeytana kıyamete kadar izin verildiği için cin ve ifrit taifesi gibi zikir esnasında zikirden uzaklaşmaz kendisini ölüm yakalamaz.
1 Ayet' el Kürsü ehli tarafından okunduğunda cin ve ifrit taifesini öldürür.
Lakin Azazil’i öldüremeyiz. Ama Azazil’ in yanımızdan uzaklaşmasına sebebiyet verebiliriz.
Kalbimiz, her şeyin kendinde toplandığı manevi bir merkez gibidir. Bazen meleklerden ve bazen de Allahtan ilhamlar alır. Bunlar iyiliğe ve emirlerine sarılmaya yöneliktir.
Bunun yanında, kalbimiz nefs ve şeytanın oklarına da hedef olmaktadır. Kalbimizde bu gelenleri hayır ve şer türünden her türlü bilgiyi kaydeder. Nefisten kalbe gelenlere “hevacis”, şeytandan gelenlere de “vesvese” deriz. Nefisimizden gelenler çoğunlukla nefsimizin hevâ ve arzuları ile ilgilidir. Yani; Riya, kibir, haset vb. gibi şeyler bu türlere girmektedir. Şeytandan gelenler ise çoğunlukla dinin zahiri emir ve yasaklarını çiğnemekle ilgili şeylerdir. Yani; İçkiye, kumara ve hırsızlığa teşvik etmek gibi… Birde kalbe şüphe, tereddüt, inkâr gibi cereyanlarını sokmak da şeytanın başlıca tuzaklarındandır.
Şeytan, edep dışı fena ve çirkin sözleri, şehvete dair bir kısım hayal ve hatıraları da kalbimize atar. Dinimize, Allah’a, Peygamberlerimize ve mukaddesata dair birçok çirkin sözler fısıldar. Bazen de namazı kaç rekât kıldım, abdest alırken kolumu yıkadım mı, guslederken kuru yer kaldı mı, şeklinde ardı arkası kesilmeyen vesveseler verir.
Vesveselerin gelmesi imanın kâmil olmasından kaynaklanır. Bu ilme ve uygulamalara daha yeni girenler, imanları kuvvetli dahi olsa durum böyle değildir. Vesvese onlar için tedbir alınmadığı takdirde zararlı ve zehirlidir. Manevi hastalıklarını arttırır. Kâfirlerde ise vesvese olmaz. Zira zaten ipi şeytanın elinde olan ve arkasından tıpış, tıpış gelen kimselerle şeytanın bir hesabı olmaz. Kâfirde daha ziyade iç bunalımlar, tatminsizlikler ve sıkıntılar olur. Şeytanın vesvese vermekteki amacı, küfre sevk edemediği, Allah ve Resulü’nü sevmekten ve emirlerine uymaktan çeviremediği müminlerin kalbini bulandırmak ve ibadetlerdeki huzurunu kaçırmaktır. Bu suretle ayağını kaydırabilmek için elinden gelen gayreti gösterir.
Mesela namazda veya başka bir ibadet esnasında, şeytan, müminin kalbine Allah ve Resulüne karşı, evliyaya karşı, İslam büyüklerine karşı son derece edebe aykırı çirkin sözler atar. Ve ya namaz esnasında şehvetle ilgili bir kısım hayali tabloları kalbe serper. Yahut başka zamanlarda aklının ucuna bile gelmeyecek düşünceleri hatırlatır. Hasımlarına söylenecek münasip sözleri söyletir. Vesveseye düşen kişi de şeytanın vesvesesine sahip çıkar ve zanneder ki bu hayalî tablo ve düşünceler kendi kalbine ait. Bu sefer müthiş bir korku, telaş ve heyecana kapılı, “Eyvah, Kalbim Ne Kadar Bozulmuş!” der. Şeytan onun bu durumundan yararlanır ve vesveseyi artırır. Nihayet vesveseli kişi öyle bir noktaya gelir ki, eğer intihar caiz olsa, imanını kurtarmak için neredeyse intihar edecek. Bir zaman sonra bu düşünceler ile başa çıkamayan vesveseli kişiye bu sefer şöyle seslenir;
“Sen böyle ince işlere çok daldın, bu yüzden de kalbine kötü düşünceler geliyor. Neredeyse imanın gidecek. Biraz dini hayattan uzaklaşsan! Herkes gibi dünyanın zevkinden sefasından ve diğer nimetlerinden istifade etsen bunları unutursun.”
Bu müminde şeytanın şerrinden Allah’a sığınıp iradesiyle ona karşı durmak yerine dediklerine uyarsa, şeytan adamın işini bitirmiş ve istediği sonucu almış olur.
Bilmelisin ki Azazil sana korku ve vesvese verir. Başka hiçbir şey yapamaz. Çünkü sana dokunmaya ruhsatı yoktur. Senin eğer mana gözün açıksa zikir esnasında Azazil’ in yanına geldiğini görebilir ve hissedebilirsin.
Bu hallerle karşı karşıya kaldığında;
• Önce şunu bilmelisin ki, Allah’a ve Hz. Peygamberimiz (S.a.v)’e ve mukaddesata karşı kalbine gelen çirkin sözler, hayaller ve tablolar sana ait değildir. O yüzden dinden çıkmış olmazsın. Mesela birisi çıksa mukaddesata küfretse onu duyduğunda kâfir olmazsın, yeter ki kalbinle iştirak etmiş olmayasın. Vesveseli adam şeytanın sözlerine kalbi ile iştirak etseydi, kalp bundan rahatsızlık ve endişe hissetmezdi.
• Ehli Sünnete göre bir şey ancak kalple tasdik olunur ise iman veya küfür olur. Bu durumda hayalinden küfürle ilgili söz ve düşünceleri geçirmek küfür değildir. Tasdik etmek küfürdür. Eğer öbür türlü olsaydı dünya da zaten tek bir mümin kalmazdı.
• Bilirsin ki, Yılanın aynadaki görüntüsü ısırmaz, ateşin görüntüsü de yakmaz. Aynada görünen pislik de insanı kirletmez. Aynen bunun gibi, hayal ve fikir aynasında küfür ve şirkin akisleri, dalaletin gölgeler, çirkin sözlerin hayalleri itikadı bozmaz.
• Dert etmeyip üzerinde durmadıkça, vesveseler sana bir zarar vermez. Bir süre sonra söner gider. Bu yüzden vesveseye bulaştığında vesveseyi küçük görmeli, büyümesine meydan vermemelisin. Bu tür vesveselerin imanına bir zararı olmadığını bilmelisin. Eğer telaşlanır, ben mahvoldum diyerek vesvesenin üzerine gidersen, vesvese kuvvetlenir ve artar. Tıpkı ateşi körükleyen körük gibi, ya da arı kovanı gibi, bir kimse kovandaki arılara ilişmeden geçip gitse bir zarar görmez, Ama arı kovanına çomak sokarsa, bütün arılar üzerine üşüşür.
• Vesveseye bulaşan bir mümin, şeytanın kuruntularına kapılıp amellerden geri kalmamalı, haram ve helallere son derece duyarlı olmalıdır. Ayrıca Allah’ı çok zikrederek, kalbi ve diğer letaifleri çalıştırmaya önem vermelidir. Namaz da vesvese geldiği zaman kendini toparlayıp sadece okuduğun sureleri düşünmelisin. Bundan başka şeytan yani Azazil’in vesveselerine karşı siper olan Felak ve Nâs Suresinin Anlamlarını düşünerek veya
“ Lâ ilâhe illallah Muhammede’r-resulullah Aliyyül Veliyullah” diyerek ardından Ayet'el kürsü okumalısın. Böylece Azazil senden uzaklaştırılır.
Salavât-ı Şerifenin okumanın özelliği;
Bir kimsenin salavatı gafletteyken kendisinden çıkmış, kalbi bir takım şeylerle meşgul olduğu halde salavat getirmişse, bu durumda diyebiliriz ki, o kimsenin getirdiği salavat bir alışkanlık ve adet tarzında olduğu için söylemiştir. Bunun için az bir sevap verilmiştir.
Ama asıl olarak bir kimsenin salavatı okuması sevgi ve saygı üzerinedir. Buradaki sevgi salavatı getiren kimsenin resulullah (s.a.v) efendimizin yüceliğini ve kadrini kalbinde hazır bulundurmasıdır. Aynı zamanda onun aleme rahmet olduğunu bilmesindendir.
Bunun için salavatı saygıdan getiriyoruz, belli bir menfaat ve sebepten değil…

Ruhsalenerji-Da'vud


Değerli üyelerimiz lütfen forumdaki konulara yorumlar yazınız,sorular sorunuz,konular açınız,Konulara mesajlar yazınız ve chat bölümündeki sohbetlere katılınız.Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım.
Forumdaki toplistin altındaki reklamları da her gün 1 defa tıklayalım.okey

Havas ilminin şartları

$
0
0
Bu ilmin şartları Ulemaların temel kaideleri üzerine kurulmuş olup, bu şartlara uyulmazsa yapılan ameller gerçekleşmez.

İlk olarak şunu kesinlikle belirtelim ki;

İSLAMA VE KURAN-I KERİYM'E VE PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED'E (s.a.v) İMAN NURUNDAN,İRFANDAN UZAKLAŞMIŞ, ALLAH C.C DOSTLARININ ÖNEMİNİ BİLMEYEN TASAVVUFU BİR FELSEFE OLARAK GÖREN ,HER ŞEYİ MADDE PLANINDA GÖRÜP ONA GÖRE ÖLÇÜP BİÇMEYE ÇALIŞAN DOĞULU VE BATILI MÜSTEŞRİKLERİN VE FELSEFECİ METAFİZİKÇİLERİN KENDİ KIT ANLAYIŞLARINA GÖRE UYDURDUKLARI TANIM VE KURALLARA TABİİ OLMUŞ KİŞİLERİN HAVAS İLMİNDEN YANA HİÇ BİR NASİPLERİ YOKTUR VE OLAMAZDA...BU KİŞİLER OLSA OLSA İSTİDRAC KAPISINDAN İÇERİ GİRMİŞ KENDİNİ BİLMEZ ZAVALLILARDIR...

Allah Teala' nın sırlarından önemli bir kısmı ; harflerinde, isimlerinde ve Ayeti Kerimelerinde olup, bu sırlarıda Salih kullarına ihsan eder. Nitekim Allah c.c. Kurani Kerimde Mü'min Suresinin 60. Ayeti Kerime sinde şöyle buyurur:

Bismillâhirrahmânirrahiym. Udûnî istecib leküm.
( Bana ibadet ve dua edinki, karşılığını vereyim ).

Bu Havas ilmiyle amel etmenin bazı şartları olup, bu şartlar yerine getirilmediği sürece yapılan bir amel asla gerçekleşmez.En az 7 şartın yerine getirilmesi lazımdır...! Bu mübarek ilmin şartlarıda şöyledir:

1. Kesin karar :Yapacağın bir amelden hiçbir zaman şüphe etmemek. Çünkü şüphe yapılan bir ameli bozar. Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:

Üdullâhe ve entüm mûkinûne bil icâbeh.
( Allah'a c.c dua ederken kabül olacağına inanarak dua ediniz).
Bu hadisi şerife uyarak, imanı kamil ile amele başlamak ve kalben inanarak Allah'a (Celle Celalüh) yönelmelidir.

2. Sabır etmek: Bıkmadan, yorulmadan, usanmadan, tam sabır ve rabıta ile başlamış olduğun işin muvaffakiyetle neticelenmesine kadar devam etmelidir. Allah Teala hazretleri Kuran-ı Kerimde şöyle buyurmuştur:

Yâ eyyühellezîne âmenus birû ve sâbirû ve râbitû vette kullâhe lealleküm tüflihûn.
(Ey İman edenler! Sabredin ve sabırlı olma yarışında ileri geçin ve bütün varlığınızla Allah c.c. a bağlanınız. Ve Allah'tan korkunki, kurtuluşa erişesiniz. Sure-i Al-i İmran, Ayet 200 ).
Çünkü çalışan amacına ulaşır ve her çalışanında bir nasibi vardır. Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed (sa.v.) şöyle buyurmuşlardır:

Men sabera zafera.
(Sabır eden zafer bulur).

3. Sır saklamak: Ne yapacağını ne okuduğunu veya üzerinde çalıştığın bir işi hiç kimseye söylememek ve sezdirmemek lazımdır. Hazreti Muhammed (s.a.v.) efendimiz şöyle buyurmuştur:

İsteînû alâ kadâi havâyiciküm bil kitmân.
(Hacetlerinizin husule gelmesi için, sırrınızı saklamakla yardımcı olunuz). Ameli tenha ve kimsenin görmediği bir mahalde yapmak. Hiç kimseyede şöyle böyle yaptım yahutta şunları bunları yaparım deme! Hazreti Ömer r.a. efendimizin ;"Sırrını saklayan kendinden emin olur" sözü meşhurdur.

4. Müttaki olmak:Elden geldiğince Manevi yolda yükselmek ve başarıya ulaşmak takva ile olurki, Cenabu Hak Taha Suresi nin 132. Ayeti Kerimesinde:

Vel âkibetü littakvâ.
(Güzel akibet takva ile elde edilir).
diye buyurmuştur. Bunlarda haram yememek, helal yiyip içmek, giybetten kaçınmak ve gıybet etmemek, yalan söylememek, sıdka ve nasihata önem vermek, kötü gözle bakmamak, insanlara eziyet etmemek ve eziyete dayanmak, insanlara şevkat ve merhametle bakmaktır.

5. Acele etmemek: Yapacağın bir ameli acele etmeden huzuru kalb ile yapmak, zihnindeki bütün düşüncelerden (Aile, mal, sevinç, korku, üzüntü vb.) uzak olup, kuvvetini himmetini, iradeni ve arzunu bir noktada toplaki, muradın hasıl olsun. Yaptığın işi severek ve isteyerek yap. Alelade baştan savma yapılan işlerden hayır gelmez.

6. Temiz olmak: Devamlı taharet üzere olmalı, bedenin, elbisen ve olduğun yer, hele hele kalbinin temizliğine çok dikkat et.

7. İCAZETLİ OLMAK: Bu işi yapan kişinin gerçek bir evliyadan , ilmi ledünde tasarruf sahibi bir Allah c.c dostundan icazetli (İzinli) olması şarttır( MEDYUM ,BABA OCAĞI, CİNCİLERDEN vs... İCAZET ALINAMAZ ÇÜNKÜ ONLARIN KENDİLERİNE HAYRI YOKTUR ). İcazetsiz kişi babasız çocuk gibidir. Yani manevi devletin arkanda olması şarttır yoksa HEM YAPTIĞIN İŞ NETİCELENMEZ HEMDE İBLİSLERİN ELİNE DÜŞER YEM OLURSUN NEUZUBİLLAH , ALLAH C.C KORUSUN

8. Teşhis etmek: Bir kimseye şeriat edebleri dahilinde muhabbet, celb, tefrik, taslit, irsali hatif, davet, hastalandırmak ( ZULÜM İÇİN DEĞİL ZALİME HADDİNİ BİLDİRMEK İÇİNDİR AKSİ HALDE YAPANA AĞIR DİYET ÖDETİRLER ), hastayı iyileştirmek veya buna benzer ameller yapmak istediğin zaman o kişinin rengini, suretini, boyunun uzunluğu ve kısalığını yaşlı veya genç olduğunu teşhis (Tanımak) edersin. Şayet bunları bilmiyorsan, o kişinin annesi ismiyle yazarsın. Annesinin isminide bilmiyorsan Havva olarak kabül eder ve yazarsın. Teşhis isim vermekten daha tesirli olup, dahada tesirlisi teşhis ve isimleri beraber kullanmaktır.

9. Riyazatlı olmak, GEREKİRSE ORUÇLU OLMAK: Hayvan eti ve hayvandan çıkan süt, bal, yumurta ayrıca soğan, sarımsak veya bunlara benzer kokusu kötü olan gıdalar yememek, mideninde boş veyahutta gereğinden fazla tıka basa tok olmaması lazımdır.

10. Himmetli olmak: Yüce şeyleri sefil işler için alet etme! Zira Hak Teala hazretleri Bakara Suresi nin 41. Ayeti Kerimesinde şöyle buyurmuştur:

Velâ teşterû bi âyâtî semenen kalîlâ.
(Benim Ayetlerimi az bir bahaya satmayın). Allah Teala nın Ayetlerini kötü işlerde ve kötü niyetlerde kullanmayınız!

11. Amel zamanını bilmek: Yapılacak amelin gününü ve saatini iyi tayin edip, gezegenlerin özelliklerine göre yapmak, gerekli tütsü ve drogları. Ayrıca amel günü menkut (Noktalanmış) gün olmamalıdır. Her Arabi ayın, 3. 5. 13. 16. 21 . 24. ve 25. günleri menkut günlerdir. Hayırlı amellerini bu menkut olan günlerde yapma! Hayırlı ameller Kamerin nurunun ziyade olduğu günlerde, şer ameller ise Kamerin muhaka olduğu (Her Arabi ayın son üç gecesi) günlerde yapılır.

12. Kıbleye yönelmek: Bir amel yaparken kıbleye doğru yönelerek yazmak. Yazıları aslına göre düzenlemek ve yerine koymak. Yazılan isim veya Ayeti Kerime ise geride olan bir kelimeyi veyahutta harfi öne, önde olan bir kelimeyi veya harfide geriye almamalıdır. Ayrıca yazınında çok güzel olması lazımdır. Yazılan vefk ise vefkin hane sırasına göre rakam veya harfleri yerine koymak, rakamları veya harfleri güzel yazmak ve vefkin hanelerini eşit olarak çizmek lazımdır.

13. Salavati şerife getirmek: Her amelden önce ve sonra Hazreti Muhammed (s.a.v.) e Salavati şerife getirmek. Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa ( s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur:

Edduâ beynes salâteyni aleyye lâ yüraddü.
(İki salavat arasında yapılan dua geri çevrilmez).
Şu mübarek Salavati şerife çok faziletlidir:

Allâhümme salli alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammed in nebiyyi ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim. Adede halkıke ve ridâe nefsike vezinete arşike ve midâde kelimâtik.

14. İstihare: Her amelden önce İstihare yaparsan, yapacağın işte basiretli olursun. İstiharenin yapılışı şöyledir: İki rekat namaz kılarsın. Birinci rekatta Fatiha ile Kafurun suresini, ikinci rekatta Fatiha ile İhlas suresini okuyup, selam verdikten sonra, şu İstihare duasını 3, 5, veya 7 defa okursun. Okunacak İstihare duası budur:

Allâhümme innî estehîrüke bi ilmike ve estakdirüke bi kudretike ve eselüke min fadlikel azîm. En tübeyyene lî âkibeti emrî (fişşey-i el fülani ve yezküru haceti) Parantez içindeki yazılı ibarede hacet her ne ise içinden geçirirsin. Fein kâne hayran fe eşrahlehü sadrî ve veffiknî li amelihi ve in kâne şerran fasrifhü annî vasrifnî anhü inneke alâ külli şeyin kadîr.

Kalbinde ferahlık ve huzur bulursan yapacağın ameli başaracağına vede muradına ereceğine inanarak yaparsın. Şayet ruhun daralırsa bırakırsın. İsrar edersen senin zararına olur. İstihare tam uyanık bir şekilde ve kalpten Allah Teala nın kudretine inanarak olmalıdır. Çünkü gerçekleri ve akibeti bilen yalnız O'dur.

15. Ruhanileri hakir ( AŞAĞILIK ) işlerde kullanmamak: Ruhanileri hakir ameller için kullanmak istersen, onlara hakaret etmiş ve aşağılamış olursun. Ruhaniler şeriata göre hareket ettiklerinden dolayı şüpheli olan hiçbir ameli yapmazlar. Onları şeriata aykırı olan işlerde sakın kullanmaya kalkma YOKSA MADDİ VE MANEVİ AĞIR DİYET ÖDETİRLER! Ayrıca istenen her olur olmaz hacetide Ruhanilere sorma!

16. Azimetleri ezberlemek: Ruhaniyetlere okuyacağın Azimetleride çok iyi ezberlemeli ve okurken orjinal Kuran Diliyle okumalıdır aksi halde anlamları ve manevi etkisi tersine döner ve zarardan ,şeytanları başınıza toplayıp kendinize ,ailenize musallat etmekten başka bir şey elde edemezsiniz... Azimeti kitaptan veya levha üzerinden okumak yeterli değildir. Çünkü kalbin yazı ile iştiğal olup, gerekli olan huşu gider. Buda erkanların en gereklisi olan teveccühü ortadan kaldırır.

17. Amelin yapılışı:Yapacağın bir amelde levha üzerine yazman gerekirse, yazıyı demirden bir mil ile levha üzerine nakşedersin. Kağıt veya deri üzerine ise kamış ile yazarsın. Kamışın ucunu yontacağın zaman üç defa:

Âhin , deyip Talak Suresi nin 3. Ayeti Kerimesi olan şu Ayeti Kerime yi:

Ve men yetevekkel alellâhi fe hüve hasbühü innallâhe bâliğu emrihi kad cealallâhü li külli şeyin kadrâ.
okursun. Kamışın ucunu kestikten sonra kamışı eline alıp:

Kataatü kalemî li ecli ameli kezâ ve kezâ.
dersin. Maksadın her ne ise onu söylersin.
Bu şartlardan sonra Ebced hesabını, yirmisekiz 28 harfin anasırını, harflerin nurani ve zülmanisini, anasırın tabiatlarını, birbirine dost ve düşmanlığını, gezegenlerin özelliklerini, dost ve düşmanlığını, harflerini, buhurlarını, ayrıca said ile nahıslığını, sonra burçların özelliklerini, dost ve düşmanlığını, kamerin menzillerini, kamerin hangi burçta bulunduğunu, güneşin hangi burçta olduğunu bilmelisinki vakitlerin sırları zuhur etsin.
İnşaallah kafidir vesselam...


Değerli üyelerimiz lütfen forumdaki konulara yorumlar yazınız,sorular sorunuz,konular açınız,Konulara mesajlar yazınız ve chat bölümündeki sohbetlere katılınız.Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım.
Forumdaki toplistin altındaki reklamları da her gün 1 defa tıklayalım.okey

Havas ilmi'nde şer’i tevessülün şartları

$
0
0
Havas ilminde ; Peygamberleri a.s ,Allah c.c dostlarını r.a istenilen şey için vesile kılarken ve ruhanileri çağırıp onlardan bir şey isterken aşağıdaki şartlar dahilinde olması şarttır.Okunan dua veya azimetin m¤¤¤¤¤¤¤n bilinmesi bu açıdan çok önemlidir yoksa bilmeden kaş yapayım derken göz çıkarılması an meselesidir aman dikkat...

“İnsanların çoğu tevessülün hakikatini anlamakta hata etmektedirler. Bu nedenle doğru bir tevessülün anlaşılması gereken şeklini açıklayacağız. Bu konuya girmeden bu doğruları belirtelim;

Birincisi;

Niyetin mutlaka edeb dışı bir şey olmamasıdır ve Muhakkak ki tevessül duanın yollarından sadece biridir, Allah Sübhanehu ve Teala’ya yönelmenin / teveccühün kapılarından bir kapıdır. Hakiki ve asıl maksat sadece Allah Sübhanehü ve Teala’dır. Kendisi vesile yapılan kişi sadece Allah Sübhanehu ve Teala’ ya yaklaşmak için vasıta ve vesiledir. Kim bunun dışında bir şekilde inanırsa şirk koşmuş olur.

İkincisi;

Bu vasıta ile tevessül yapan kişi tevessülü ona olan muhabbeti ve onu Allah Sübhanehü ve Teala’nın o vasıtayı (aracıyı) sevdiğine inandığı içindir. Şayet bunun zıttı o kişide ortaya çıksa tevessül yapan kişi o vasıtadan en uzak olan olanı ve onun bu hallerini çirkin görmekle insanların ona karşı en şiddetlisi kesilir.

Üçüncüsü;

Şayet tevessül yapan kişi / mütevessil, kendisini Allah Teala’ya vesile kıldığı kişinin Allah Teala gibi veya ondan düşük bir durumda kendi başına fayda ve zarar vereceğine inansa şirke girer.

Dördüncüsü;

Tevessül (dini açıdan illa da) lazım /gerekli ve zaruri bir emir değildir. Duaya olan icabet de tevessüle bağlı değildir. Asıl olan Allah Teala’ya mutlak duadır. Allah Teala şöyle buyurmaktadır; “ Kullarım benden sana sorduklarında; ben onlara çok yakınım” “ Deki; İster Allah diye ister Rahman diye dua edin her ne ile dua ederseniz, güzel isimler onun içindir.”

Beşincisi ;

Ruhanileri çağırıp onlardan bir şey istemeden önce mutlaka yukarıdaki adaba uymalı ve onlarıda yaratanın ve o özellikleri kendilerine verenin Allah'u Teala c.c olduğunu asla unutmamalıdır. Bunun için azimet gibi bir şey okunacağı zaman evvela Fatiha ,İhlas , Salavatı usulüne göre okuyup Cenab-ı Allah'a c.c maruzatımız neyse duamızı etmeli ve o ruhanilerin bize bir vesile olarak yardımcı olmalarını da istemeliyiz çünkü bize ulaşan her nimet mutlaka bir vesileler ,sebebler dairesinde Allah'ın c.c izni ve inayetiyle ulaşır.
Günlük hayatımızda da resmi yada gayri resmi bir işimiz olduğu zaman aynı edebi gözetmemiz şarttır.

MESELA ;

Nasıl resmi makamdaki bir görevliyle işimiz olduğunda ona muracat edip işimizin yapılması için talepte bulunuyorsak RUHANİLERLE olan irtibat sebebide bunun gibidir.Bunu şirkle karıştıranlar eğer dünya işlerinde de Allah'a c.c dua etmeden işleri için bir görüşme yapmaya gidip o işin yapılabilmesi için gerekli kişilerle görüşüp yalnız onlardan meded umuyorlarsa yani ;yukarıdaki TEVESSÜL şartlarına uymazlarsa asıl onların kendileri kendi iddalarına göre yine şirktedirler de haberleri yoktur...
KISACASI BU KONULARIN MADDİ MANEVİ ,RUHANİ YADA BEŞERİ DİYE BİR AYIRIM ŞEKLİ YOKTUR...
USUL OLMADAN VUSUL OLMAZ VESSELAM...

Furkan adlı bir arkadaşımın hazırladığı bir dosyadan aldım...
Kendisine teşekkür ve dualarımızı yolluyoruz...
Eh artık site site dolanıp terkip arayan , kendini Havasçı zanneden , korkusuz ( Cahil ) insanlara duyrulur.


Burdaki Vasıflara sahip iseniz , evet hiç korkmanıza gerek yok.
Fakat bu şartlardan bi haber bir şekilde bu işlere girmek bir BAHANE değildir , tehlike vardır ,yok olmaz , korkulmalıdır , buna bağlı olarak bu ilimler bu VASIFLARA SAHİP OLANLARA BIRAKILMALIDIR VE sahip olmayanlar uğraşmamalıdır...

Bu ilim büyü formulleri ile anıla anıla sanki "Basit bir ilimdir" gibi lanse edilmektedir artık internette...
Yazıdan görüyoruz ki ; hiçte basit değilmiş !

Gayet açıklayıcı bir yazı...Kendi kafamızdan mantık yürütmeye çalışarak bu ilme girmek , öğrenmek yerine ; islam alimlerinin melekelerine dayanarak yaptığı bu gibi uyarılara ve açıklamalara bakarak onları örnek alalım...

Son söz :
" 7 KAT GÖKTEN DÜŞENİN PARÇASI BULUNUR ,
FAKAT BU İLİMDEN DÜŞENİN PARÇASI BULUNMAZ " DEMİŞ BÜYÜKLER !!!
Selam ve Dua ile...

ALINTIDIR


Değerli üyelerimiz lütfen forumdaki konulara yorumlar yazınız,sorular sorunuz,konular açınız,Konulara mesajlar yazınız ve chat bölümündeki sohbetlere katılınız.Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım.
Forumdaki toplistin altındaki reklamları da her gün 1 defa tıklayalım.okey

Mendel

$
0
0
Cin daveti yapmak istersen: Bakacak olan kişinin avucuna şu Celcelütiyye vefkini yaz.
Yazılacak Celcelütiyye Vefki budur:


د ط ب
ج هـ ز
ح ا و

Yazdıktan sonra avucunada biraz mürekkep koy ve bakacak olan kişininde alnına şu keşf Ayetini yaz:

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ فَكَشَفْنَا عَـنْكَ غِطَائَكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ

Bismillahirrahmanirrahim. Fekeşefna anke ğıtaeke febesarukel yevme hadid.

Bundan sonra Şems suresini yirmibir (21) defa oku. Cinler gelir ve bakan kişi onları görür. Sen onlardan istediğin her ne tür hacet olursa olsun sorarsan, onlar sana cevap verir. Sende Allah Teala'nın izniyle hacetini gidermiş olursun.


Kaynak:
Uyunel .hakayik
İdris ÇELEBİ

Değerli üyelerimiz lütfen forumdaki konulara yorumlar yazınız,sorular sorunuz,konular açınız,Konulara mesajlar yazınız ve chat bölümündeki sohbetlere katılınız.Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım.
Forumdaki toplistin altındaki reklamları da her gün 1 defa tıklayalım.okey

çok kuvvetli tecrübe ettiğim

$
0
0
kıymetli kardeşlerim benim tecrübe ettiğim çok kuvvetli sihir ve büyüden korunmakiçin yaptığım uygulamayı sizlerle paylaşıyorum.sırası ile 100..fatiha ...300 kureyş suresi...1000 ihlas...1000..felak ...1000...nas....313 ayetel kursü...1000 hicir suresinin 95, 96 ayetleri....21000 hasbünallah ve nığmel vekil her yüzde birdefa veniğmel vekiylü niğmel mevla veniğmennasiyrü / gufraneke gufranekeyi 3 defa söylüyosun/rabbena veileykel masiyr.........7 defa bakara suresi sonuna kadar .....vebu okuduklarının hepsini büyük kovanın için deki suya üfle ağzını kapat gelelim uygulamaya güzelce banyo yap sonra boy abdesti al büyük leğenin içine otur...birtas suya birbardak bu okuduğun sudan koy sağ elinle karıştır niyetini yap yavaşça başından aşağı dök leğenden çık giyin leğedeki suyu birkaba koy ayak deymeyen yere dök deki allahım bana kim sihir büyü yaptıysa bin misli kendine dönsün de ...bu banyoyu haftada bir uygula 3 e tamamla allah şifalar versin..... anlamadığınız yer olursa bana yazın cevap veririm

Hoş geldin FETTAH

$
0
0
Merhaba @FETTAH foruma hoş geldiniz!

Sevdiğine Kavuşmak ve Sevdiklerinizle Olmak İçin

$
0
0
Sevdiğine kavuşmak ve sevdiklerinizle olmak için bu dualar sabah namazdan sonra okunur.

**سورة الشرح 7 مرات
İnşirah suresi 7 defa

" بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ /1} وَوَضَعْنَا عَنكَ وِزْرَكَ /2} الَّذِي أَنقَضَ ظَهْرَكَ /3} وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ /4} فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا /5} إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا /6} فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ /7} وَإِلَى رَبِّكَ فَارْغَبْ /8{

Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Elem neşrah leke sadrek 2-Ve vada'na 'anke vizreke 3- Elleziy enkada zahreke 4- Ve refa'na leke zikreke 5- Feinne me'al'usri yüsren 6- İnne me'al'usri yüsren 7- Feiza ferağte fensab 8- Ve ila rabbike ferğab
اللهم ألق محبة و مودة فلانة فى قلب فلان بفضل هذه السورة

"Allahumme elgı muhabbeten ve meveddete fulaneh fi galbi fülanin bi fazli hazihis sureti"
Ey Allahım bu surenin faziletiyle falanca dan doğma falanca kişinin kalbinde aşk ve sevgi ver

*"وَإِنْ خِفْتُمْ شِقَاقَ بَيْنِهِمَا فَابْعَثُواْ حَكَمًا مِّنْ أَهْلِهِ وَحَكَمًا مِّنْ أَهْلِهَا إِن يُرِيدَا إِصْلاَحًا يُوَفِّقِ اللّهُ بَيْنَهُمَا إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيمًا خَبِيرًا "(35))

Ve in hıftum şıkâka beynihimâ feb’asû hakemen min ehlihî ve hakemen min ehlihâ, in yurîdâ ıslâhan yuveffikıllâhu beynehumâ. İnnallâhe kâne alîmen habîrâ (Nisa suresi 35.ayeti)

*" يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ"
Yuslıh lekum a’mâlekum (Ahzab Suresi 71. ayeti)

* "سَيَهْدِيهِمْ وَيُصْلِحُ بَالَهُمْ"
Se yehdîhim ve yuslihu bâlehum (Muhammed Suresi 5. ayeti)

* "وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا فَلا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا وَالصُّلْحُ خَيْرٌ"
Ve in imraetun hâfet min ba’lihâ nuşûzen ev ı’râdan fe lâ cunâha aleyhimâ en yuslıhâ beynehumâ sulhâ(sulhan). Ves sulhu hayr (Nisa Suresi 128. ayeti )
* "عَسَى اللَّهُ أَن يَجْعَلَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ الَّذِينَ عَادَيْتُم مِّنْهُم مَّوَدَّةً وَاللَّهُ قَدِيرٌ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ"
Asâllâhu en yec’ale beynekum ve beynellezîne âdeytum minhum meveddeten, vallâhu kadîrun, vallâhu gafûrun rahîm
(Mümtehine suresi -7. ayeti)

Gadai Hacet Duası bir defa okunur

** اللهم بخفى لطف الله و بلطيف صنع الله و بجميل ستر الله ,دخلت فى كنف الله و تشفعت برسول الله و بلا حول ولا قوة إلا بالله ,حجبت نفسى بحجاب الله و منعتها بالذكر الحكيم ,بحق من يحيى العظام و هى رميم , جبرائيل عن يمينى و إسرافيل من خلفى و ميكائيل عن يسارى و سيدنا محمد صل الله عليه و سلم أمامى و عصا موسى بيدى فمن رأنى أحبنى و خاتم سليمان على لسانى فمن تكلمت إليه قضى حاجتى و نور يوسف عليه السلام على وجهى فمن رأنى أحبنى و الله عز و جل محيط بى و هو المستعان على الأعداء .

Allahumme bi-hafiyyi lutfillâh, bi-lâtıyfi sun’ıllâh, bi-cemîyli sitrillâh,dehaltü fî kenefillâh,teşeffatu bi-rasûlillâh ve bilâ havle velâ guvvete illâ billâh,hacebtü nefsî bi-hıcâbillâhi ve mena’tühâ biz zikril hakim Bihaggı men yuhyil-ızâme vehiye ramîm. Cibrîylü an yemîynî ve İsrâfîylü min halfi ve Mîykâîylü an yesârî ve seyyidünâ Muhammedün sallallâhu aleyhi (ve âlihî) ve selleme emâmî .ve Asâ Mûsâ biyedî femen ra’ênî ehabbeni ve hâteme Süleymâne alâ lisânî femen tekellemtü ileyhi
gadâ hâcetî ve nûru Yûsüf aleyhis selam alâ vechî, femen ra’ênî ehabbenî vallahu azze ve celle muhiytun ba ve huvel müsteanu alel adai.

Sonra Bu dua okunur

بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmannirrahim
(اللهم يا ودود أنت الذي أعلنت سر المحبة والمودة في قلوب أهل الآسرار،
Allahumme ya vedudu entellezi a'lente sırral mehabbeti vel meveddeti fi gulubi ehlil esrari
وأنت الذي أكملت ذوات الطالبين بنور الآنوار وتجليت بالعز الدائم والنور القائم
ve entellezi ekmelte zevatit talibine bi nuril envari,ve tecelleyte bil i'zzed daimi ven nuril gaimi
فأحييت الآكوان،وأظهرت الإنسان وخلقت الآشباح وألفت بين الآرواح والآجساد أسالك
Fe ahyeytel ekvani ve ezhertel insani ve halagtel eşbaaha ve elefte beynel ervahi, Es'elüke
اللهم بود وسريان حبك في قلوب أنبيائك ورسلك وأوليائك وأصفيائك أن تلقي حبك
Allahumme bivuddi ve süryani hubbike fi gulubi enbiyaike ve risalike ve evliyaike ve esfiyaike en tulgi hubbike
وودك في (قلبي وتلقي محبة فلان في قلب فلانة) كما ألقيت الروح علي قلب نبيك
ve vuddike fi (galbi ve tulgi muhabbete fülanin fil galbi fülaneh)
وحبيبك محمد (صلى الله عليه وسلم).
ve habibike muhammed (sallalahu aleyhi ve sellem)
(وأن تسخر لنا حظا من روحانية هذا الآسم الشرف وهو إسمك الودود تسخر لنا به
ve en tusahhirli lena hazza min ruahniyyeti hazal ismi şerifi ve huve ismikel vedudu tusahhirli lena bih
الملك والملكوت وتجعل ناصية ( كذا بيد كذا) يا مالك الملك والملكوت
el mülkü vel melekutu ve tec'al nasiyeti (keza biyedi keza) ya malikel mülkü vel melekutu
إنك علي كل شيء قدير وبالإجابة جدير
inneke ala kulli şey'in gadir. ve bil icabeti cedir.

**" فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ"
"Fe in tevellev fe gul hasbiyallâhu, lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm"

**اللهم أنت حسبى على فلان ,عطف قلبه على و سخره و ذلله لى فى طاعتك .
"Allahumme ente hasbi ala fülanin, atafe galbehu ala ve sıhrehu ve zellalhu li fi ta'atike "

Manevi bakım

$
0
0
Selamlar sitede manevi bakım yapılıyor mu?

düşmanları hezimete uğratmak için

$
0
0
yine benim tecrübe ettiğim yygulamayı siz kardeşlerimle paylaşıcam hicir suresinin 95... 96 .. ayeti kerimesini 25000 defa oku önce niyetini yap bittikten sora düşmanın bulunduğu tarafa üfle ..........inna kefeynakel müstehziın ellezine yec, alune meallahi ilahen ahar fesevfe ya,lemun ......şüphesizki biz Allah ile beraberbaşka ilah edinen alaycılara karşı sana yeteriz.... ilerde bilecekler ... sakın haketmeyene uyglamayın çok tehlikeli vebal almayın

Şaban Ayının Bütün Günlerinde Yapılan Ameller

$
0
0
Şaban ayının bütün günlerinde yapılan ameller şunlardan ibarettir:

1- Her gün yetmiş defa şu zikri söylemek:

اَسْتَغْفِر اللهَ وَاَسْأَلُهُ التَّوْبَةَ .

"estağfirullahe ve eseluhut tevbete "
“Allah’tan bağışlanma ve O’ndan, tövbe (etme tevfikini) dilerim.”

2- Yine yetmiş defa şu şekilde Allah’tan mağfiret dilemek:

اَسْتَغْفِر اللهَ الّذي لا اِلـهَ اِلاَّ هُوَ الرَّحْمنُ الرَّحيمُ الْحَيُّ الْقَيُّومُ وَاَتُوبُ اِلَيْهِ

"estağfirullahellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh"

“Kendisinden başka ilah olmayan; Rahman, Rahim, Diri, ve varlıkları ayakta tutan, Allah’tan mağfiret diliyorum ve O’na tövbe ediyorum.”
Bazı rivayetlerde “el-Hayyu’l-Gayyûm” kelimesi “er-Rahmâ-nu’r-Rahîm” kelimesinden önce zikredilmiştir. Her ikisine de amel etmek iyidir.
Rivayetlerden de anlaşıldığı gibi, bu ayın en faziletli dua ve zikri, istiğfar yani “Allah’tan mağfiret dilemek”tir. Evet, bu ayda her gün yetmiş defa istiğfar eden kimse, diğer aylarda yetmiş bin defa istiğfar etmiş gibidir.

3- Bu ayda yarım hurmayla da olsa (sadece bu miktara güç yetirenler için) sadaka vermek; bunu yapan kimsenin cesedini, Allah (cehennem) ateşine haram kılar.

İmam Cafer Sadık’tan (a.s) rivayet edilen bir hadiste, İmam’a (a.s) recep ayının orucu hakkında sorulduğunda, o Hazret: “Neden şabanın orucundan gafilsiniz?” buyurdu.
Ravi: “Ey Resulullah’ın (s.a.a) oğlu, şabandan bir gün oruç tutanın sevabı nedir?” diye sorunca, “Cennettir, vallahi!” buyurdu.

Ravi tekrar: “Şaban ayında yapılan en faziletli amel nedir?” diye sordu. İmam (a.s) şöyle buyurdu:
“Sadaka vermek ve mağfiret dilemektir. Kim, şaban ayında bir sa-daka verirse, Allah-u Teâlâ onu sizin deve yavrusunu büyüttüğünüz gibi büyütür ve bilâhare kıyamet gününde Uhut dağı kadar büyümüş bir halde sahibine ulaşır.”

4- Şaban ayında bin defa şu zikri söylemek:

لا اِلـهَ إلاَّ اللهُ وَلا نَعْبُدُ إِلاّ اِيّاهُ مُخلِصينَ لَهُ الدّينَ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ

Lâ ilâhe illallâh vela na'budu illa iyyah muhlisine lehud-din velev kerihel müşrikun

“Kendisinden başka ilâh olmayan; Rahman, Rahim, diri ve varlık-ları ayakta tutan Allah’tan mağfiret diliyorum ve O’na tövbe ediyorum.”

Bu değerli amelin büyük sevabı vardır. Kim bunu yerine getirirse, İNŞALLAH bin yılın ibadeti(nin sevabı) kendisi için yazılır.

5- Şabanın her perşembe günü iki rekât namaz kılarak, her rekâtında bir defa Fâtiha ve yüz defa İhlâs Suresi’ni okumak. Namazı bitirdikten sonra da yüz defa Resulullah’a (s.a.a) ve Ehlibeyt’ine (a.s) salâvat getirmek. Allah, bunu yapan kimsenin, dinî ve dünyevî hacetlerini yerine getirir. Şabanın perşembe günlerinin orucu da müstehaptır. Bir hadiste şöyle rivayet edilmiştir:

“Şabanın her perşembe günü gökler süslenir ve melekler şöyle dua ederler: Ey Mabudumuz, bu günü oruç tutanı bağışla ve duasını kabul et.”

Yine Nebevî bir hadiste şöyle geçer:
“Allah şabanın pazartesi ve perşembe günlerini oruç tutan kimsenin, yirmi dünyevi ve yirmi uhrevi hacetini yerine getirir.”

6- Bu ayda Muhammed (s.a.a) ve Âl-i Muhammed’e (a.s) çok salavât getirmek.

7- Şabanın her öğle vakti ve on beşinci gecesinde İmam Zeynülabidin’den (a.s) rivayet edilen şu

salâvat-ı şerifeyi okumak:

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، شَجَرَةِ النُّبُوَّةِ، وَمَوْضِعِ الرِّسالَةِ، وَمُخْتَلَفِ الْمَلائِكَةِ، وَمَعْدِنِ الْعِلْمِ، وَاَهْلِ بَيْتِ الْوَحْىِ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد الْفُلْكِ الْجارِيَةِ فِي اللُّجَجِ الْغامِرَةِ، يَأْمَنُ مَنْ رَكِبَها، وَيَغْرَقُ مَنْ تَرَكَهَا، الْمُتَقَدِّمُ لَهُمْ مارِقٌ، وَالْمُتَاَخِّرُ عَنْهُمْ زاهِقٌ، وَاللاّزِمُ لَهُمْ لاحِقٌ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، الْكَهْفِ الْحَصينِ، وَغِياثِ الْمُضْطَرِّ الْمُسْتَكينِ، وَمَلْجَأِ الْهارِبينَ، وَعِصْمَةِ الْمُعْتَصِمينَ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد صَلاةً كَثيرَةً، تَكُونُ لَهُمْ رِضاً وَلِحَقِّ مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد اَداءً وَقَضاءً، بِحَوْل مِنْكَ وَقُوَّة يا رَبَّ الْعالَمينَ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، الطَّيِّبينَ الاَْبْرارِ الاَْخْيارِ، الَّذينَ اَوْجَبْتَ حُقُوقَهُمْ، وَفَرَضْتَ طاعَتَهُمْ وَوِلايَتَهُمْ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، وَاعْمُرْ قَلْبي بِطاعَتِكَ، وَلا تُخْزِني بِمَعْصِيَتِكَ، وَارْزُقْني مُواساةَ مَنْ قَتَّرْتَ عَلَيْهِ مِنْ رِزْقِكَ بِما وَسَّعْتَ عَلَيَّ مِنْ فَضْلِكَ، وَنَشَرْتَ عَلَيَّ مِنْ عَدْلِكَ، وَاَحْيَيْتَني تَحْتَ ظِلِّكَ، وَهذا شَهْرُ نَبِيِّكَ سَيِّدِ رُسُلِكَ، شَعْبانُ الَّذي حَفَفْتَهُ مِنْكَ بِالرَّحْمَةِ وَالرِّضْوانِ، الَّذي كانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَآلِه وَسَلَّمَ يَدْاَبُ في صِيامِه وَقِيامِه في لَياليهِ وَاَيّامِه بُخُوعاً لَكَ في اِكْرامِه وَاِعْظامِه اِلى مَحَلِّ حِمامِهِ، اَللّـهُمَّ فَاَعِنّا عَلَى الاْسْتِنانِ بِسُنَّتِه فيهِ، وَنَيْلِ الشَّفاعَةِ لَدَيْهِ، اَللّـهُمَّ وَاجْعَلْهُ لي شَفيعاً مُشَفَّعاً وَطَريقاً اِلَيْكَ مَهيعاً، وَاجْعَلْني لَهُ مُتَّبِعاً حَتّى اَلْقاكَ يَوْمَ الْقِيامَةِ عَنّي راضِياً، وَ عَنْ ذُنُوبي غاضِياً، قَدْ اَوْجَبْتَ لي مِنْكَ الرَّحْمَةَ وَالرِّضْوانَ، وَاَنْزَلْتَني دارَ الْقَرارِ وَمَحَلَّ الاَْخْيارِ.

Bismillahirrahmannirrahim
Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammed şeceretin nübüvveh ve mevdiar risaleti, ve muhtelefil melaiketi, ve meadenil ilmi, ve ehli beytil vah, Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammedinil fulkil cariyeti fil lucecil ğamireh ye'menu men rakibe,ve yağragu men terakeh,el mutegaddimi lehum marig,el mutehhiru anhum zahigu,vel lazimu lehum lahig, Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammedinil kehfil hasin ve ğıyasil mudtarril mustegin ve melceil haribin ve ısmetil mutesimin, Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammedin salaten kesirah,tekunu lehum rıdaev ve li haggı muhammedin ve ali muhammed edaev ve gadee bi havli minke ve guvveti ya rabbel alemin Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammedinil et tayyibinel ebraril ahyar, ellezine evcebte hugugahum, ve ferazte ta'atehum ve vilayetehum, Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammed vamur galbi bita'atik, ve la tuhzini bimasiyetik, verzugni muasate men gatterte aleyhi min rızgıke bima vesseate aleyye min fadlik, ve neşerte aleyye min adlike, ve ahyeyteni tahte zillik, ve haza şehru nebiyyike seyyidi rusulek, şabanu ellezi hafefteh minke bir rahmeti ver rıdvani ellezi kane rasulullahi salallahu aleyhi ve alihi ve selleme yedebu fi siyamih ve gıyamih fil leyli ve eyyamih buhuan leke fi ikramih ve izamih ila mehalli himamih, Allahumme fa'inna alel istinani bisunnetih fiyh, ve neyliş şefaatih, Allahummec alhu li şefian muşeffea ve tarigan ileyke mehyea, vece alni lehu muttebian hatta elgake yevmel gıyametih anni radıye, ve an zunubi ğadiye, gad evcebte li minker rahmete ver rıdvan, ve enzelteni daral garar ve mehallel ahyar.

En son

برحمتك يا ارحم الراحمين وصلى على سيدنا محمد واله الطيبين الطاهرين

Birahmetike ya erhamer rahimin ve sallallahü ala seyyidina muhammedin ve alihit tayyibinet tahirin


“Allah’ım! Muhammed ve Ehlibeyt’ine rahmet et; onlar nübüvvetin ağacı, risaletin (lâyık) mekânı, meleklerin (sürekli) uğradıkları, ilmin madeni ve vahyin Ehlibeyt’idirler.
Allah’ım! Muhammed ve Ehlibeyt’ine rahmet et; onlar derin girdap-larda yüzen (hidayet ve irfan) gemileridirler; o gemlilere binen kurtulur, binmeyen ise boğulur. Onlardan öne geçen (hidayet çizgisinden) dışarıya çıkar; onlardan geriye kalanın (amelleri) yok olur. Onlardan ayrılmayan ise, onlara kavuşur.
Allah’ım! Muhammed ve Ehlibeyt’ine rahmet et; onlar (ümmetin) sağlam kalesi, perişan ve çaresiz insanların imdatçısı, kaçanların sığınağı ve korunmak isteyenlerin koruyucusudurlar. Allah’ım Mu-hammed ve Ehlibeyt’ine öyle çok rahmet et ki onları hoşnut etsin, Muhammed ve Ehlibeyt’inin hakkının eda edilmesine vesile olsun; kendi güç ve kuvvetinle ey âlemlerin Rabbi!

Allah’ım! Muhammed’e ve haklarını (ümmetin) üzerine farz kıldığın, itaat ve velayetlerini farz ettiğin tertemiz, iyi ve seçkin Ehlibeyt’ine rahmet et. Allah’ım! Muhammed ve Ehlibeyt’ine rahmet et. İtaatinle kalbimi şen-lendir. Sana karşı yaptığım günahlarla beni rezil eyleme. Rızkını dar tuttuğun (fakir) kimselerin sıkıntısını paylaşmayı bana nasip et; zira kendi fazl u kereminden bana bolluk gösterdin; beni adaletine mazhar kıldın ve kendi gölgende beni ihya ettin.

(Allah’ım!) Bu ay peygamberlerinin efen-disi olan Peygamberin (Muhammed)in ayı şabandır. Öyle bir aydır ki onu rahmet ve rızana büründürdün. (Allah’ım!) Resulullah (s.a.a), bu ayın gece ve gündüzlerinde, sonuna kadar oruç ve ibadete son derece özen gösteriyor ve bu aya değer verip tazim etmekte sana karşı mütevazı olmayı yeğliyordu.

Allah’ım! Bize de bu ayda onun sünnetine uymak ve şefaatine nail olmak için yardımcı ol. Allah’ım! Onu benim için şefaati makbul bir şefaatçi ve sana götürecek pürüzsüz bir yol karar kıl. Allah’ım! Kıyamet gününde benden razı olduğun, günahlarıma göz yumduğun, rahmet ve rızanı benim için kesinleştirdiğin, beni ebediyet yurdu ve seçkin insanların yeri olan (cennete) yerleştirdiğin bir halde sana kavuşuncaya kadar, Peygamber’inin izinden gitmeği bana nasip eyle.”

8- Merhum İbn Haleveyh’in rivayetine göre Emirü’l-Mu’minin’in (a.s) ve diğer Ehlibeyt İmamları’nın (a.s) Şaban ayında okudukları ve “Münacat-ı Şabaniye” diye meşhur olan münacatı okumak.


Not:

şaban ayında bu zikir en az 33 defa okunur Berat gecesi ise 100 defa

لَا إلَهَ إلَّا اللَّهُ وَلَا نَعْبُدُ إلَّا إيَّاهُ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ

"Lâ ilâhe illallâh vela na'budu illa iyyah muhlisine lehud-din velev kerihel kafirun."


Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Biz ancak O'na ibadet ederiz. Kafirler istemese de , biz taatımızı sırf O'na tahsis ederiz

لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَلَا نَعْبُدُ إِلَّا إِيَّاهُ لَهُ النِّعْمَةُ وَلَهُ الْفَضْلُ وَلَهُ الثَّنَاءُ الْحَسَنُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ

ve ya her namazdan sonra 33 defa

La ilahe illallâhu vahdehu la şerike leh lehul mülkü ve lehul hamdü ve huve ala kulli şey'in gadir ve la havle ve la guvvete illa billah la ilahe illallâhu ve la na'budu illa iyyah lehun nimeti ve lehun fazli ve lehus sena'ul hasen la ilahe illallâhu muhlisine lehud-din velev kerihel kafirun.
Lâ ilâhe illallâhu velâ na'büdü illâ iyyâh. Lehün’nîmetü ve lehu'lfadlu ve lehüs’senâu'l hasen. Lâ ilâhe illallâhü muhlisîne lehud’dîn velev kerihe'l-kâfirûn.


ümmü sübyan hayalaet görme tedavisi


Hoş geldin elif.0920

Kalbin ölmemesi için

Tevhid Şöleni

$
0
0
Tevhid Şöleni


Habib Ali El cifri den bu güzel tevhidi sadece bir defa sabah namazdan sonra okumanız yeterli düşmanların susması için etkili olduğu söyleniyor

الله أكبر الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله
الله أكبر الله أكبر ولله الحمد
الله أكبر الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله
الله أكبر الله أكبر ولله الحمد
الله أكبر الله أكبر الله أكبر لا إله إلا الله
الله أكبر الله أكبر ولله الحمد
اللَّهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا وَسُبْحَانَ اللَّهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا

Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber, la ilahe illallah
Allahu ekber, Allahu ekber, velhamdülillah
Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber, la ilahe illallah
Allahu ekber, Allahu ekber, velhamdülillah
Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber, la ilahe illallah
Allahu ekber, Allahu ekber velhamdülillah
Allahu ekber kebira, velhamdülillahi kesira ve subhanallahi bükraten ve esila

لا إله إلا الله وحده صدق وعده ونصر عبده وأعز جنده وهزم الأحزاب وحده
لَا إلَهَ إلَّا اللَّهُ وَاَللَّهُ أَكْبَرُ
لَا إِلَه إِلَّا اللَّه وَلَا نَعْبُد إِلَّا إِيَّاهُ لَهُ النِّعْمَة وَلَهُ الْفَضْل وَلَهُ الثَّنَاء الْحَسَن لَا إِلَه إِلَّا اللَّه مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّين وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
لا إله إلا الله والله أكبر ولله الحمد

Lâ ilâhe illallahü vahdehu sadaga va’dehû ve nasara abdehû ve azze cenedehu ve hezemel ahzâbe vahdehû.Lâ ilâhe illallahü vallahu ekber
Lâ ilâhe illallahü vela na'büdü illa iyyahü lehü'n-ni'metü velehü'l-fadlü ve lehü's-senaü'lhasen.Lâ ilâhe illallahü muhlisine lehü'd-dine velev kerihe'l-kafirun.
Lâ ilâhe illallahü vallahu ekber velhamdülillah

اللهم صلِّ على سيدنا محمد وعلى آل سيدنا محمد وعلى أصحاب
سيدنا محمد وعلى أنصار سيدنا محمد وعلى أزواج سيدنا محمد
وعلى ذرية سيدنا محمد وسلِّم تسليما كثيرا

Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammedin
ve ala ashabi seyyidina muhammedin ve ala ensar seyyidina muhammedin
ve ala ezvacihi seyyidina muhammedin ve ala zürriyeti seyyidina muhammedin
ve sellim tesliyman kesiyra

Sabah akşam her an tesbihimiz Allah'adır.

İbn Ömer (r.a.) anlatıyor. Biz, Allah resulü ile birlikte namaz kılarken, cemaatten bir adam: "Allahu ekber kebira, velhamdülillahi kesira ve subhanallahi bükraten ve esila" dedi. Namazdan sonra Allah resulü (s.a.v.): "Şu şu kelimeyi kim söyledi?" diye sordu. Cemaatten bir adam: "Ben, ey Allah'ın resulü!" deyince, Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Bu kelimelere şaştım! Onlara göklerin kapısı açıldı." buyurdu.
İbn Ömer der ki: "Allah resulünün böyle söylediğini işittikten sonra, bu kelimeleri hiç terk etmedim."

اللَّهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا وَسُبْحَانَ اللَّهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا

"Allahu ekber kebira, velhamdülillahi kesira ve subhanallahi bükraten ve esila"

Allah büyüklükte büyüktür, Allah'a hamdimiz çoktur, sabah akşam tesbihimiz Allah'a dır.

Müslim, 601; Tirmizî, 3592; Nesâi, 2/125.

isme göre kişilik analizi

$
0
0
İSİME GÖRE KİŞİLİK ANALİZİ...
İsminizdeki harflere göre karakter analizi....
test için sözkonusu isimdeki fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal enerji sembollerinin açıklamalarına bakmak gerek. İsimdeki harflerin anlamlarını biraraya getirerek anlamlı sonuç çıkarıyorsunuz.

Örnek-1: Aranan ad "Elif" olsun, harf tablosundan E-L-İ-F harflerinin karşılığını bulup alt alta getiriyoruz ve isimtestiniz yapılmış oluyor. "Daimi bir ruhsal karışıklık içerisindesiniz. Belki de buna bağlı olarak sanatsal yönleriniz ağır basıyor. Kırılgan bir yapıya sahipsiniz. Aynı zamanda sukuneti seven, güvenilir ve uysal bir yapıya sahipsiniz."

Harfler ve anlamları

A : Algılama gücü ve mantık yürütme kabiliyeti yüksek kişiliği temsil eder.
B : Ön sezileri kuvvetli kişiliği temsil eder. En olumsuz olaylarda dahi umutlarını yitirmeyen kişiliktir, aynı zamanda.
C : Güzel sanatlara yatkınlığı temsil eden duygusal kişiliği ifade eder.
Ç : Zevk ve sefa düşkünü kişiliği ifade eder.
D : Üstün gücü temsil eder, hırslı ve zorluklara direnen kişiliği ifade eder.
E : ruhsal karışıklığı temsil eder, yani üzüntü ve sevinci birarada yaşayan ve ruhsal gel-gitleri olan kişiliği ifade eder.
F : Sakinliği temsil eder, uysal ve güvenilir kişiliğin işaretçisidir.
G : İnatçı kişilik, gerginlik ve üstün güçlere sahip olma arzusunu ifade eder.
H : Sakin ve durağan bir kişiliği ifade eder.
I,İ : Hassas, duygusal ve kırılgan bir kişiliği temsil eder.
J : Kaprisli ve kıskanç kişilik belirtisidir.
K : Başarılı, ünvan sahibi ve daima yükselen bir kişiliği ifade eder.
L : Sanatsal yönleri olan kabiliyetli kişilik ifadesidir.
M : Ticarete yatkınlık ve yüksek zeka seviyeli kişiliği ifade eder.
N : Üstün güçlere sahip, sağduyulu kişiliği ifade eder.
O,Ö : Gizemli kişilik sahibidir. Gizliliği sever ve duygularını açığa vurmaktan kaçınan tiplerdir.
P : Kendinden emin kişilik, girdikleri ortamda kendine güvenli tavırlarıyla dikkat çekerler.
R : Tereddütlü kişilik demektir, karar vermede zorlanmalar yaşarlar.
S,Ş : Hayalperestliği sembolize eder. Aşırı hayal kuran kişilik.
T : Oldukça ketum tavırlı ve duygularını karşısındakine açmayı zor başarabilen kişiliği temsil eder.
U,Ü : Durgun görünümlü, çok ağır hareket eden, işlerini ağırdan alan bir profil çizen kişilik.
V : Kendi içine dönük, umursamaz bir kişiliği ifade eder, bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesiyle hareket eden kişilik örneği.
Y : Geçmişteki izleri, üzüntü ve diğer olayları sürekli yaşarlar,
geçmişlerini asla unutmazlar ve güçlü bir kişilik yapısı gösterirler.
Z : Bilimsel açıdan başarılı, okumayı seven, akademik anlamda başarılı kişilik ifade

Salavatı Kureyşin

$
0
0
Çok önemli bir salavat

Büyük evliya Ahmet İzzeddin El-Din tarafından kudüs sırrı bu salavatı şerif her namazdan sonra dört kez okunur.Herhangi bir ihtiyacı veya dileği olanlar ve borç ödeme kolaylığı için kırk gün boyunca dikkatle bu salavatı şerife devam etsin İnşallah niyeti olur. Allah onu memnun eder. (okuma sayısı 4)


Berat gecesi bu salavatı şerifeyi mutlaka okuyun

Bu salavat 70 bin salavata denktir

İNŞALLAH 1000 senelik günah silinir, 1000 sene ibadet sevabı verir.

صلاة النبى القرشى
salatı nebiyyi kureyş duası


اللهم صلي وسلم وبارك على سيدنا محمد النبي الأمي القرشي
بحر أنوارك
ومعدن اسرارك
وعين عنايتك
ولسان حجتك
وخير خلقك
وأحب الخلق إليك
عبدك ونبيك
الذي ختمت به الأنبياء والمرسلين
وعلى آله وصحبه وسلم
سبحان ربك رب العزة عما يصفون
وسلام على المرسلين
والحمد لله رب العالمين

Allahümme salli ve sellim barik ala seyyidina muhammedinin nebiyyil ümmiyyil Kuraşiyyi bahri envarike ve mea’dini esrarike ve ayni ınayetike ve lisani huccetike ve hayri halkıke ve ehabbil halkı ileyke abdike ve nebiyyikellezi hatemte bihil embiyae vel mürseline ve ala alihi ve sahbihi ve sellim subhane rabbike rabbil izzeti amma yesifun veselamün alel mürselin. Velhamdülillahi rabbil alemin

Viewing all 48429 articles
Browse latest View live


<script src="https://jsc.adskeeper.com/r/s/rssing.com.1596347.js" async> </script>